Cüneyt Arkın’ın Çocuk Gelin şiiri

11.12.2016
A+
A-

Cüneyt Arkın, ülke gündeminde önemli bir yer tutan çocuk gelinler konusunda duygularını bir şiirle anlattı. Cüneyt Arkın’ın Çocuk Gelin şiirini kendi el yazısından okuyabilirsiniz.

Sinemamızın unutulmaz ismi Cüneyt Arkın, gündemdeki önemli bir konuyla ilgili şiir yazdı. Cüneyt Arkın’ın Çocuk Gelin şiiri Hürriyet gazetesinin eki Kelebek’teki röportajında yayımlandı. 

İşte o şiir ve röportajın o bölümü:

-İki hafta önce cinsel istismarla ilgili bir yasa gündeme geldi ve sonra geri çekildi. Ne diyorsunuz?
– Türkiye Suriye’de savaşıyor, başımızda PKK, FETÖ belası var, ekonomi sallanıyor, Türkiye bir yol ayrımına girmişken bütün bunlarla ilgileneceklerine böyle şeylerle uğraşmalarını ben anlamıyorum. Allah akıl versin. O kadar kızıyorum ki bu konulara, bir şiir bile yazdım bu konuyla ilgili…

Çocuk Gelin 

Beyaz gül çiçeği üzerine düşmüş yağmur damlası
İşte öyle masum, tertemiz
Ve çocuk
Örgülü, uzun saçlarında beyaz kurdelalar
Seksek oynuyor
Pembe, küçük çiçekli elbisesi
Uzun etekleri altında ince bilekleri
Her çizgiyi atladığında
Güzel yüzü daha da çocuklaşıyor
Sonsuz özgür ve bahtiyar
Dünya daha da güzelleşip yaşanır oluyor
Sonra…
Kara, iri bir erkek eli kavrıyor saçlarını
Atıyor yatağa, çıkıyor üzerine adam
Ağzı, koyu, karanlık bir çukur
Küçük kız çocuğu…
Anlamadı olup bitenleri
Yüzünde acıklı bir çaresizlik
Masum gözleri, boşluğa bakıyor

KİTAPLARIM SATMADI

Cüneyt Arkın, daha önce basılan kitaplarının satmadığından da dertli. Kelebek’teki röportajda film çekimleri sırasında “ayaküstü sevişme” sahnelerinde bile mutlaka bir şiirsel süsleme yaptığını anlatıyor. Ardından da konu hikayeye ve kitap meselesine geliyor. Röportajın o bölümü aşağıda. 

 Setlerde bu anlattıklarınızı yapan adama tabii ki tüm kadınlar hayran olur…

– Bak onu pek tadamadım ben. Vaktim yoktu. Gece gündüz çalışıyordum. Ayaküstüydü bizde her şey. Anladın sen. (Gülüyor)

Bugün de hızlı yaşanıyor ya her şey, siz daha o yıllarda keşfetmişsiniz…
– Doğru, şimdi de ayaküstü sevişiyorlar. Ama arada bir fark var: Şimdi sihri bitti işin.

O zamanlar ayaküstü de olsa yine bir sihri vardı değil mi?
– Olmaz mı, vardı. 2-3 mısra şiiri vardı işin… Süslemesi vardı…

Siz o süslemeyi iyi yapar mıydınız?
– Ben hep acayiplere rastlardım. Bırak şiiri, hikaye bile anlatıyordum. (Gülüyor)

Hikaye yazar mıydınız sahiden?
– Evet.

Kapı aralarında yazdıklarınızı değil, gerçekten yazdığınız hikayeleri soruyorum.
– Duruyor ama kitaplaştırmadım.

Neden?
– Yazdığım kitaplar okunmaya imkanı olan kitaplar olmasına rağmen onlar bile çok satmadılar. 

Siz yine de yayınlayın o hikayeleri…
– Sırası gelince çocuklar yapacak onu.

Yavuz Rençberler
Yavuz Rençberler
724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.