“Hikaye-mat” tutar mı?

Teknolojik gelişmeler karşısında kitaplar yeni pozisyonlar alarak insan hayatındaki varlıklarını korumak ve genişletmek istiyor. Yayıncılar, bu amaçla yeni bir proje geliştirdi. Fransa’da “hikaye-mat” olarak tanımlayabileceğimiz portatif cihazları toplu taşıma merkezlerine yerleştirdiler.

Otobüs, metro, uçak her ne bekliyorsak orada zaman geçirirken çoğunlukla cep telefonlarına sarılırken, buna alternatif olarak “hikaye-mat”lar üretildi. Düğmeye basıyorsun ve seçtiğin kısa hikaye ya da şiir kağıt çıktı olarak eline geliyor.

Fransız’daki bir girişim ekibi üretti hikaye-matları. Neden Fransa’da? Fransızlar az mı kitap okuyor? Sanmıyorum. Bizden daha çok okudukları ortada. Cihazın mottosunu ‘cep telefonlarına alternatif’ olarak belirlemişler. Bence yanlış bir bakış. Cep telefonundan kitap okuyoruz zaten. Her elinde telefon tutanı kitaptan uzak sanmamak gerekiyor haliyle. Hem dijital hayata alışmış birine sizin bu kağıdı uzatmanız biraz tuhaf kaçacak.

Bu proje bence tutmaz. Fantezi olarak kalır. Ortam değişikliğini sağlar. Merak uyandırır. Ancak sürekliliği olmaz.

Hikaye-matların ilk uygulaması Fransa’nın Grenoble kentinde yapıldı. Kullanıcılara sunulan 8 kısa hikaye otomatı yolculara, taşıtlarını bekleyecekleri süre boyunca okuyacakları kısa hikayeler ya da şiirler sunuyor.

Şu an bu hizmet ücretsiz sunuluyor. Makinanın verdiği yazıların okunma süresi aşağı yukarı 1 ile 5 dakika arasında değişiyor. Bekleme sürenizi tahmin ederek 1-3-5 dakikalık hikaye ya ada şiirlerden seçiyorsunuz. Makinelerde şu anda 600’den fazla kısa hikaye var. Hikayeler, bir kurul tarafından seçilerek sisteme konuluyor. Her yaş grubuna uygun ve çeşitli türlerde hikayelere yer veriliyor.

Hikaye-matın proje babalarından olan Quentin Pleplé, Good Magazine’e verdiği röportajda Fransızların “Short Edition” dedikleri hikaye-matlarda şimdiden 141 bin üye ve 1.100’den fazla yazar olduğunu söylemiş. Hikaye-matların çıkış fikri için ise Quentin Pleplé “Bir metro yolculuğu sırasında yiyecek otomatlarının başındayken aklımıza geldi” demiş.