Orhan Pamuk’un yeni romanı Kırmızı Saçlı Kadın

Orhan Pamuk’un yeni romanı Kırmızı Saçlı Kadın önümüzdeki hafta raflarda yerini alacak. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kitapla ilgili gelen açıklama 2 Şubat Salı günü satışa çıkacağı yönünde.

Orhan Pamuk severler kısa aralıklarla yazarın romanlarını okuma keyfini tadacaklar. Kırmızı Saçlı Kadın, Pamuk’un “Kar” adlı romanından sonra yazdığı ikinci siyasi içerikli roman olma özelliği taşıyor. 

14 ay arayla gelen roman

Kafamda Bir Tuhaflık 2014 yılının aralık ayında okurlarla buluşmuştu. Bu hesaba göre de tam 14 ay sonra Nobel ödüllü yazarın yeni romanı geliyor. Orhan Pamuk’un bu kadar kısa aralıklarla roman yazdığı pek görülmemişti.

Kafamda Bir Tuhaflık, bir önceki romanı Masumiyet Müzesi’nden altı yıl sonra basılmıştı. 2008 yılında yayımlanan Masumiyet Müzesi romanından sonra Orhan Pamuk 2010 yılında “Manzaradan Parçalar” , 2011’de “Saf ve Düşünceli Romancı”, 2013’de ise “Ben Bir Ağacım” kitapları ile okurlarla buluşmuştu. Ancak bu üç eser roman değildi.

Kafamda Bir Tuhaflık romanın ardından ise İstanbul sevdası bilinen Pamuk’ın, “Resimli İstanbul” adlı anlatısı 2015 yılında yayımladı.

Orhan Pamuk son romanın adını geçtiğimiz yaz aylarında okurlara duyurmuş ve “Yazdığım romanın adını Kırmızı Saçlı Kadın olarak belirledim” demişti.

Dünyaya dağıtılacak

Geçtiğimiz Ekim ayında düzenlenen Frankfurt Kitap Fuarı’nda, Orhan Pamuk’un henüz o tarihte basılmamış olan Kırmızı Saçlı Kadın romanıyla ilgili ‘dünyanın farklı ülkelerinde basılacak’ bilgisi alınmıştı. Dünyanın en büyük ajansı Wylie’nin kataloğuna Orhan Pamuk’un yeni romanı “Kızıl Saçlı Kadın”ın da yayımlanacağı duyurusu yer almıştı.

Orhan PamukDikkat çekici kapağın sırrı

Yapı Kredi Yayınları etiketiyle ilk baskısı 200 bin adet yapılan Kırmızı Saçlı Kadın 204 sayfa ve 12 Lira’dan satışa sunulacak. Kafamda Bir Tuhaflık ise 475 sayfaydı. Yani bu son roman onun yarısından bile daha az kalınlıkta. Kalın roman okumaktan korkan okurlar da hesap edilerek yazılmış gibi. Kırmızı Saçlı Kadın romanının kapağında Dante Gabriel Rosetti’nin 1860 tarihli Regina Cordium adlı yapıtı dikkat çekiyor. 

orhan pamuk ve sevgilisi aslı akyavaş

Sevgiliye ikinci kez roman ithafı

Orhan Pamuk özel hayatı ile de dikkat çeken bir yazarımız. Uzun bir süredir birlikteliği bilinen Aslı Akyavaş’a ikinci kez romanını ithaf ediyor. Kafamda Bir Tuhaflık romanını da “Aslı’ya” diyerek itfah etmişti. Son romanını da sevgilisine ithaf ediyor. Aslı Akyavaş, bir hastanede yönetici olarak çalışıyor. Magazin dünyasına uzak bir isim olarak da notumuzu paylaşalım.

ishak reynaRomanın editörü İshak Reyna

Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan kitabın editörlüğünü İshak Reyna yaptı. Pamuk’un bir önceki romanı Kafamda Bir Tuhaflık’ın editörü ise Darmin Hadzibegoviç idi.

İshak Reyna, 1963 doğumlu bir editör. Ayrıca yazdığı eserleri de var. İlk deneme kitabı Mahşerin Dört Atlısı 1993’te, son deneme kitabı Ha Hayat Ha Edebiyat ise 2008’de yayınlandı.

İshak Reyna, üniversitelerde hocalık da yaparak editörlük dersleri de verdi. 2003-2009 arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nde deneme, öykü ve editörlük dersleri verdi.

Reyna, 2010 yılında ise Okan Üniversitesi Çeviri Yüksek Lisansı’nda çeşitli editörlük dersleri vererek başladı.

Derlemeleri: Çetin Altan’ın eserlerinden yapılan bir seçme (Dünyada Bırakılmış Mektuplar); gençlere yönelik olarak hazırlanan Dünya Edebiyatından Öyküler; İlk Aşk’ın On Öyküsü, Nobel Ödüllü Yazarlardan Öyküler ve Öyküler Anlatsın’dır.

Başlangıçta üç epifgraf

Roman, Nietzsche’nin Tragedya’nın Doğuşu, Sophokles’in Kral Oidipus ve Firdevsî’nin Şehname adlı eserlerinden alıntı üç epigraf ile başlıyor

Kırmızı Saçlı Kadın romanı neyi anlatıyor

Nobel’li yazar, Kırmızı Saçlı Kadın’da okurları otuz yıl öncesinin Gebze’sine götürüyor. Liseye başladığı yıl babası polisler tarafından götürülen ve bir daha ondan haber alamayan bir çocuğun gözünden anlatılan romanda Beşiktaş’taki evlerinden Gebze’ye taşınan bir anne ile oğulun öyküsü var. Roman, bir gencin yaşadığı aşk hikayesiyle, büyük bir insani suçun peşinden gidiyor.

Kırmızı Saçlı Kadın romanından bir bölüm

Yapı Kredi Yayınları (YKY), romanın ilk 20 sayfasını paylaşarak okurlara eserden tadımlık bir sunum yaptı. İşte YKY’nin paylaştığı romandan bir bölüm:

“Aslında yazar olmak istiyordum. Ama anlatacağım olaylardan sonra jeoloji mühendisi ve müteahhit oldum. Okuyucularım, hikâyemi anlatmaya başladım diye olayların sona erip arkada kaldığını da sanmasınlar. Hatırladıkça olayların içine daha çok giriyorum. Bu yüzden sizlerin de peşim sıra baba ve oğul olmanın sırlarına sürükleneceğinizi hissediyorum.

1985’te Beşiktaş’ın arkalarında, Ihlamur Kasrı’na yakın bir apartman dairesinde yaşıyorduk. Babamın Hayat adlı küçük bir eczanesi vardı. Eczane haftada bir sabaha kadar açık kalır, babam nöbet tutardı. Nöbetçi olduğu gecelerde babamın akşam yemeğini ben götürürdüm. Uzun boylu, ince, yakışıklı babam kasanın yanında yemeğini yerken ilaç kokusunu koklayarak dükkânda durmayı severdim. Otuz yıl sonra bugün, kırk beş yaşımda ahşap dolaplı eski eczanelerin kokusundan hâlâ hoşlanıyorum.

Hayat Eczanesi’nin çok müşterisi yoktu. Babam nöbetçi olduğu gecelerde o zamanlar moda olan taşınabilir küçük bir televizyona bakarak vakit öldürürdü. Bazan da babamı, ziyarete gelen arkadaşlarıyla alçak sesle konuşurken görürdüm. Siyasi arkadaşları, beni görünce konuşmayı bırakır, benim, tıpkı babam gibi yakışıklı ve sevimli olduğumu söyler, sorular sorarlardı: Kaçıncı sınıfa gidiyordum, okulu seviyor muydum, ileride ne olacaktım?

Siyasi arkadaşlarının yanında babamın huzursuz olduğunu gördüğüm için dükkânda fazla kalmaz, boş sefertasını alır, soluk sokak lambalarının ve çınar ağaçlarının altından yürüyerek eve dönerdim. Evde anneme, babamın siyasete meraklı arkadaşlarından birinin dükkânda olduğunu söylemezdim. Çünkü annem, babamın başının yeniden belaya gireceğini ya da durup dururken gene bizi bırakıp gideceğini düşünerek endişelenir, babama ve arkadaşlarına sinirlenirdi.

Ama babamla annemin aralarındaki sessiz kavgaların tek nedeninin siyaset olmadığını da fark ederdim. Bazan uzun süreler küsüşürler, aralarında neredeyse hiç konuşmazlardı. Belki de birbirlerini sevmiyorlardı. Babamın başka kadınları, pek çok başka kadının da onu sevdiğini seziyordum. Bazan annem başka bir kadın olduğunu benim anlayacağım bir şekilde konuşurdu. Annemle babamın kavgaları beni çok hüzünlendirdiği için onları düşünmeyi, hatırlamayı kendime yasaklamıştım.

Babamı en son ona yemek götürdüğüm bir gece eczanede gördüm. Lise birdeydim; sıradan bir sonbahar akşamıydı. Babam televizyondaki haberleri seyrediyordu. Daha sonra tezgâha yerleştirdiği yemeğini yerken, ben biri aspirin, diğeri de C vitamini ve antibiyotik isteyen iki müşteriye baktım ve parayı çekmecesi hoş bir zil sesi çıkararak açılan eski kasaya koydum. Eve dönerken son bir bakış attım babama; bana kapıdan gülümseyerek el salladı.

O sabah babam eve gelmemiş. Bunu öğleden sonra okuldan dönünce annem söyledi. Gözlerinin altı şişti, ağlamıştı. Babamın bundan önce olduğu gibi eczaneden alınıp Siyasi Şube’ye götürüldüğünü zannettim. Orada ona işkence eder, falakaya yatırır, elektrik verirlerdi.”

Orhan Pamuk kimdir?

7 Haziran 1952 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen gerek Türk edebiyatının gerekse Dünya edebiyatının saygın yazarlarından biri olan Orhan Pamuk (Ferit Orhan Pamuk) 2006 yılında Nobel Edebiyat ödülünü kazanan en genç yazarlardan biridir. Nobel ödülü dışında birçok uluslararası ödülün sahibi olan ve kitapları birçok dile çevrilen Orhan Pamuk romanlarından daha çok politik söylemleri ile tanınan bir yazar olma özelliğini de bulundurmaktadır.

Yazarlığa 1974 yılında başlayan Orhan Pamuk ilk romanı olan Karanlık ve Işık ile Milliyet Roman yarışmasını kazanmış fakat buna rağmen romanını ancak 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları adı ile yayınlatabilmiştir. 1984 yılında yayınlanan ikinci romanı Sessiz Ev ile yine ödül sahibi olan ünlü yazar bu kitabı ile de uluslararasında tanınmaya başlamış ve kitabı Fransızcaya çevrildikten sonra Fransa’da ödül sahibi olmuştur. 1985 yılında yayınlanan Beyaz Kale romanı ile bu kez Amerika’da tanınmaya başlayan ünlü yazar Amerika’da en iyi yabancı roman ödülünü kazanmıştır. 2002 yılında yayınlanan Kar ve 1998 yılında yayınlanan Benim Adım Kırmızı ile uluslararasında en çok satan yazarlardan biri haline gelen ünlü isim aynı zamanda Nobel Edebiyat Ödülünü kazanmıştır.

Orhan Pamuk Romanları & Kitapları & Eserleri:

Cevdet Bey ve Oğulları – 1982

Sessiz Ev – 1983

Beyaz Kale – 1985

Kara Kitap – 1990

Gizli Yüz – 1992

Yeni Hayat – 1994

Benim Adım Kırmızı – 1998

Öteki Renkler – 1999

Kar – 2002

İstanbul: Hatıralar ve Şehir – 2003

Babamın Bavulu – 2007

Masumiyet Müzesi – 2008

Manzaradan Parçalar – 2010

Saf ve Düşünceli Romancı – 2011

Ben Bir Ağacım – 2013

Kafamda Bir Tuhaflık – 2014

Resimli İstanbul (2015)

 

Editör: Serdar Tunatürk

Yavuz Rençberler
Yavuz Rençberler
724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM