Reklam

Kaybolmaya yüz tutan Anadolu’nun geleneksel meslekleri sergisi

Anadolu'nun kaybolmaya yüz tutan meslekleri sergisi Zan'art sanatseverleri ağırlıyor.

Reklam

Kaybolmaya yüz tutan Anadolu’nun geleneksel meslekleri fotoğraf sergisi Zana’art sanatseverlerin ilgisine sunuluyor. 22 Kasım’da açılan Zana’art Fotoğraf Sergisi, 8 Aralık Pazar gününe kadar Süzer Plaza’da bulunan Lexus Dolmabahçe Showroom’da ziyaretçilerini bekliyor. 

Fotoğraf sanatına da gönül veren Oktay Demirkesen, Bülent Alıcı, Ahmet Apdiç ve Şeref Atik Anadolu’nun kaybolmaya yüz tutan geleneksel mesleklerini hatırlatmak için deklanşörlerine bastılar. Objektiflerini bu mesleklere yönelten fotoğraf sanatçıları, ortaya çıkan karelerle belgesel bir sergiye imza attılar. 

Zana’art Fotoğraf Sergisi’nde teknolojik gelişmelerle birlikte değişime uğrayan üretim ve tüketim alışkanlıklarının çağlar boyu süren geleneksel meslekler üzerindeki etkileri, dört fotoğrafçının objektifinden anlatılan bir hikaye ile sanatseverlere aktarılıyor.

Oktay Demirkesen, bu projeyi geliştirerek devam etmek istediklerini ifade ederken, Bülent Alıcı da sanatseverler açısından bu serginin yeni bir soluk getireceğini ifade etti.

Ahmet Apdiç Zana’art Fotoğraf Sergisi’ni uyumlu bir ekip çalışmasının ürünü olarak tanımlarken, Şeref Atik ise fotoğraf severleri bu sergide gözleriyle değil kalpleriyle gören bir grup fotoğrafçının çektiği karelerin beklediğini söyledi.

Zana’art Fotoğraf Sergisi, fotoğrafçılığa gönül veren farklı mesleklerden profesyonelleri bir araya getirdi.

Zanaatkar ile sanat buluştu

Prof. Dr. Oktay Demirkesen, hayatında daima bir fotoğraf makinesi olduğunu belirterek, son 5 senede ciddi bir şekilde fotoğrafçılıkla ilgilendiğini söyledi. Demirkesen “Önce kurslar, sonra pratik eğitimler derken fotoğraf beni de birçok kişiyi olduğu gibi içine çekmeye başladı.” dedi. Oktay Demirkesen, düzenlemiş oldukları Zana’art Fotoğraf Sergisi’ni ise ‘zanaatkar ile sanatın’ bir buluşma noktası olarak tanımladı.

Demirkesen sergide yer alan fotoğrafları çekerken insanların severek yaptıkları zanaat ile ne kadar özdeşleştiklerinin altını çizerken, bu sanatı icra edenlerin sayılarının ise gittikçe azaldığına dikkat çekti.

Prof. Dr. Oktay Demirkesen Zana’art Fotoğraf Sergisi’ni ise şu şekilde anlattı: “Bu sergide aslında 2 bölüm var. Biri seramik atölyesi, tahta fıçı yapımı, mangal kömürü yapan torlukçu, biber salçası ve pancar pekmezi yapanlar gibi değişik alanlardaki insanları içeriyor. Diğer bölümde ise toz atölyesinde balerin fotoğrafları var.”

Sergide toplam 35 fotoğrafın yer aldığını söyleyen Oktay Demirkesen, “Aslında sayıyı kısıtlı tutarak her bir fotoğrafa zaman ayrılmasını istedik. Umarım isteğimiz yerine gelir ve ziyaretçilerimiz keyifli anlar yaşarlar.” açıklamasında bulundu. Serginin devamı olacağını özellikle belirten Demirkesen, “Bu projeyi geliştirmeyi düşünüyoruz. Ülkemizde daha birçok zanaatkar olduğunu biliyoruz. Onları bu proje ile tekrar tekrar hatırlatmak istiyoruz. Bence bunu hak ediyorlar.” dedi.

Sergi sonunda elde edilen geliri Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlayacaklarını söyleyen Oktay Demirkesen, kız çocuklarının okutulmasına verdikleri katkıyı desteklemek istediklerine vurgu yaptı. Oktay Demirkesen ayrıca biraz olsun yoğun günlük yaşamdan uzaklaşmak ve soluk almak isteyen herkes için Zana’art Fotoğraf Sergisi’nin iyi bir fırsat olacağını ifade etti.

Bu sergi yeni bir soluk getirecek

Günümüz teknolojilerine direnmekte zorluk çeken veya maddi karşılığını alamadığı için terk edilmeye başlanan zanaat ve zanaatkarları fotoğraflamanın çıkış noktaları olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bülent Alıcı, “Sanatseverler açısından, her şeyin hızlı tüketildiği ve zamanın kişilere yetmediğini hissettiği günümüzde, zanaatkarların sabrı ve sanatkarların estetiğini hissetmeleri için bu serginin yeni bir soluk olacağını ifade etti. Bu sergide zanaatkarların el emeği ile ürettiklerini günlük kullanım ürünü olmanın yanı sıra bazen nasıl sanata dönüştürebildiklerini kendi gözlerinden sanatseverlerle buluşturduklarını söyleyen Alıcı, “Sanatseverler burada maddi karşılığı olmayan, estetik özellikler taşıyan bazı sanatçıların örneklerini de görebilirler.” diye konuştu.

Fotoğraf size o andaki bütün hisleri yaşatmalı

Fotoğrafı; ‘benim için sadece anı dondurmak değil, aslında o anın hislerini yaşatabilmek.’ Şeklinde tanımlayan Ahmet Apdiç, “Fotoğrafa baktığınızda, yaşanan atmosfer, ilişkilerin verdiği elektrik, doğanın bize hissettirdikleri ve yaşarken değişken duygularınızın bütününü görebilmek fotoğrafın başarısıdır.” açıklamasında bulundu.

Çektiği bütün fotoğraflarda o anın tüm duygularını hissettirmeye çalıştığını ifadeden eden Apdiç, Zana’art Fotoğraf Sergisi’ni ise uyumlu bir ekip çalışmasının ürünü olarak tanımladı ve şöyle devam etti: “Hepimiz aynı yere, figürlere ve eylemlere bakarken değişik açılardan karelerimizi dondurduk. Farklı noktalardan aynı figürün veya eylemin anlatımını vurgulamaya çalıştık. Tüm farklı noktaların uyumlu eyleme dönüşmesini vurguladık. Fotoğraf severler bu sergide zorluğu, basitliği, güzelliği, doğallığı, saflığı ve mutluluğu bir arada görecek. Çekimlerimizde her kesim için bir anlatım olduğuna inanıyorum. Bununla birlikte konumuz, zanaatın kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerinin fotoğraflarla anlatımı. Sanatseverlerin bu sergide Anadolu’da unutulan mesleklerin ve bu meslekleri icra edenlerin biraz önce bahsettiğim duyguyu fotoğraflarda hissedebilmesi. Bunun için çok çaba gösterdik. Umarım sergiyi gezenler kendilerini o ortamda hissedebilirler.”

Çektiğimiz fotoğraflarla dikkat çekmek istedik

Teknolojinin baş döndürücü biçimde ilerlediği ve el emeğine dayalı mesleklerin otomasyon ile yok olmaya yüz tuttuğu bir dönem yaşadıklarının altını çizen Şeref Atik, “Bizler bu döneme bir not düşerek el emeği ve alın teri ile icra edilen meslekleri gelecek nesillere aktarmak istedik.” dedi. Atik sözlerini şöyle tamamladı: “Fotoğraf severleri bu sergide mesleklerini aşkla yapan zanaatkarları gözleriyle değil kalpleriyle gören bir grup fotoğrafçının çektiği kareler bekliyor. Sergimize katılmak isteyen sanatseverlere özel mesajım; bu serginin kolektif bir yapıdan oluştuğu ve bir sürü farklı bakış açısının ve vizyonun buluştuğu bir ortam olduğunu göz önünde bulundurmalarıdır.”

Reklam
Serdar Tunatürk: Dil Tarih Coğrafya mezunudur. Türk hikayeciliği konusunda mikro tarih çalışmaları bulunmaktadır. Kültür sanat etkinlikleri, yazar buluşmaları, söyleşiler düzenlemektedir.
Reklam

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz.

Reklam