9 Kere Leyla filmine ağır eleştiri

06.12.2020
A+
A-

Başrollerinde Haluk Bilginer, Demet Akbağ ve Elçin Sangu’nun oynadığı Netflix ekranında seyirciyle buluşan 9 Kere Leyla filmi için Ahmet Hakan ağır bir yazıyı köşesinden okurlarıyla paylaştı.

9 Kere Leyla filmine ağır eleştiri. BKM yapımı olarak Netflix’te ekrana gelen 9 Kere Leyla filmi için Ahmet Hakan ağır eleştirilerde bulundu. Hürriyet’teki köşesine filmi taşıyan Ahmet Hakan “99 Kere olmamış bir film: 9 Kere Leyla” başlığıyla okurlarına filmle ilgili düşüncelerini anlattı…

Filmi yerden yere vuran Ahmet Hakan, izlemeye 45 dakika dayanabildiğini belirterek “Açtım bir James Bond” dedi… Ahmet Hakan’ın 9 Kere Leyla filmiyle ilgili yazdığı yazı şöyle:

99 kere olmamış bir film: 9 Kere Leyla

“9 Kere Leyla” filminin künyesine şöyle bir baktım:
 İyi bir film için ne gerekiyorsa vardı.
Hem de fazlasıyla…

*

– Haluk Bilginer vardı ki… Uluslararası arenada rüştünü kanıtlamış devasa bir oyuncumuzdur.

*

– Demet Akbağ vardı ki… Yer aldığı her filme can ve kan kattığı test edilip onaylanmıştır.

*

– Ezel Akay yönetmişti ki… Namlı masal sevdalısıdır ve masal geleneğini sinemaya aktarma işinin büyük ustasıdır.

– Elçin Sangu vardı ki… Renk katmaması, tılsımlı bir dokunuşta bulunmaması neredeyse imkânsız.

*

– Millet iyi filmlere hasret kalmıştı ki… Herkes büyük bir şevkle ekran başındaydı.

*

– Zamanlaması öyle muhteşem ki… Hepimiz evdeydik, eve kapanmıştık ve yapacak bir işimiz yoktu.

*

– Teması öyle popülerdi ki… Baştan kazandıran bir temaydı ve bu temaya kayıtsız kalmak mümkün değildi.

*

Ve fakat.

Olmamıştı abi.

Resmen olmamıştı.

*

Filmi izlerken yaşadıklarımı aktarıyorum:

*

– Beşinci dakikada… Süper toleranslı bir iyimserlik içindeydim.

*

– Onuncu dakikada… “Bu ne abi? Bu ne saçmalık böyle” demeye başladım.

*

– On beşinci dakikada… “Ne yani? Komik mi bu?” diyerek “Ya sabır” çektim.

*

– Yirminci dakikada… Gülüyordum ama gülüşüm güldürme çabasınaydı.

*

– Yirmi beşinci dakikada… Ekrana yumurta / domates atma kıvamına geldim.

*

– Otuzuncu dakikada… Bir işkenceye maruz kalmanın tuhaf hazzını yaşıyordum.

*

– Otuz beşinci dakikada… “Haluk Bey! Demet Hanım! Ne işiniz var bu işte” dedim.

*

– Kırkıncı dakikada… İşkence dozu öyle artmıştı ki kurtuluş için örgüt arkadaşlarımı ele verebilirdim.

– Kırk beşinci dakikada… Küt diye kapattım filmi ve açtım bir James Bond…

Ama yine de bu filme imza atanları kutlamadan da edemiyorum.

*

Koşullar bu kadar uygunken…

Bu kadar kötüsünü yapmayı becermek, her babayiğidin başarabileceği bir şey değildir.

ETİKETLER:
Pelin Çite
Pelin Çite
İki yumurta kıramayıp koltuğunun altında 5 kitap taşırken, otobüste ayakta okuyanlardan. Hızlı okuma ve hızlı yazma kurslarını ortaokulda tamamlamış. ABD’de sinema eğitimi aldı. Eski film koleksiyonu yapmayı seviyor.
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.