Sennur Sezer Şiirler Bırakarak Dünyadan Göçtü

Türk edebiyatının en önemli “kadın şairlerinden” Sennur Sezer hayata gözlerini yumdu (7 Ekim 2015). 72 yaşında aramızdan ayrılan Sennur Sezer, üretkenliğiyle biliniyordu. Onu tanımayanlar için ise Yeşilçam film klasikleri arasında yer alan “Buruk Acı” filminin aynı adlı şarkısının söz yazarıydı diyelim, dikkatleri çekelim.

İşte o unutulmaz şarkının sözleri:

Gurbet içimde bir ok, her şey bana yabancı?

Hayat öyle bir han ki, acı içimde hancı?

Sevmek korkulu rüya, yalnızlık büyük acı

Hangi kapıyı çalsam, karşımda buruk acı?

Yıllar yılı gönlümde bir gün sabah olmadı?

Bu ne bitmez çileymiş, neden hâlâ dolmadı

Sevmek korkulu rüya, yalnızlık büyük acı

Hangi kapıyı çalsam, karşımda buruk acı.

TRT arşivine bir hata ile yukarıdaki sözler ‘Türkan Şoray’a ait olarak kaydedildi. Öyle bilindi. Ancak gerçek, o sözleri Sennur Sezer’in yazdığıydı.

Sennur Sezer, sadece şair değildi. Edebiyat ve edebiyat tarihi alanında da çalışmalar yaptı, eserler ortaya koydu. Sinemamız için senaryolar yazdı. Çeşitli ansiklopedi ve antolojilerin oluşturulmasında çalıştı.

Gençlik yıllarında Haliç’teki Taşkızak Tersanesi’nde çalıştı. Politik duruşu ve mücadelesi ömrünün sonuna dek sürdü.

12 Haziran 1943’te Eskişehir’de doğmuştu Sennur Sezer. 1959’da İstanbul Kız Lisesi’ni tamamlayamadan henüz ikinci sınıftayken ayrıldı.  Daha o yaşlarda Taşkızak Tersanesi’nde çalışmaya başladı.

1965 yılında Varlık Yayınları’nda düzeltmenlik yapmaya başladı.  1967 yılında Adnan Özyalçıner ile hayat arkadaşlığını resmileştirdi, evlendi. Yayınevlerinde emek harcadı, 1982 yılına kadar çeşitli yayınevlerinde ve ansiklopedilerde düzeltmenlik, metin yazarlığı yaptı.

Sennur Sezer’in başlıca şiir kitapları şöyle:

Gecekondu (1964), Yasak (1966), Direnç (1977), Sesimi Arıyorum (1982), Kimlik Kartı (ilk üç kitap, 1983), Bu Resimde Kimler Var (1986), Afiş (1991), Kirlenmiş Kâğıtlar (1999), Bir Annenin Notları (Seçme Şiirler 2002), Dilsiz Dengbej (2001), Akşam Haberleri (2006), İzi Kalsın (2011).

Ayrıca, Sezer’in 2001’de yayımlan Az Masraflı ve Kolay Yemekler adlı bir de yemek kitabı bulunuyor.

Diğer eserleri

Keloğlan ile Köse (Masal, Adnan Özyalçıner ile)

Şiir Gündemi (denemeler 1995)

İstanbul’un Taşı-Toprağı Altın (İstanbul folkloru Adnan Özyalçıner ile birlikte) (1995)

Anadolu’dan Öyküler (Adnan Özyalçıner ile birlikte) (1995)

Pencereden Bakan Çocuk (Çocuklara şiirler) (1995)

Türk Safosu Mihri Hatun (Belgesel Anlatı 1997)

Osmanlı’da Fal ve Falnameler (1998)

Ekmek Kavgası / Emek Öyküleri 1 (öykü seçkisi Adnan Özyalçıner ile birlikte) (1998)

Grev Bildirisi / Emek Öyküleri 2 (öykü seçkisi Adnan Özyalçıner ile birlikte) (1998)

Motorize Köleler/Emek Öyküleri 3 (Öykü Seçkisi Adnan Özyalçıner ile birlikte) (1999)

Dokumacının Ölümü /Emek Öyküleri 4 Öykü Seçkisi Adnan Özyalçıner ile birlikte) (1999)

Hasır Ören Padişah (Masal,1999)

Nazım, Dünya ve Biz ( inceleme, Şükran Kurdakul ile birlikte2002)

Masal Evi (Adnan Özyalçıner ile birlikte)(2003)

Az Masraflı ve Kolay Yemekler (2004)

Bir Zamanların İstanbul’u (Adnan Özyalçıner ile birlikte) (2005)

Binbir Gece Masalları (Resimleyen Mustafa Delioğlu) (2006)

Şahmaran (halk öyküsü 2007)

’68’in Edebiyatı, Edebiyatın 68’i (inceleme ve seçki, 2008)

Öyküleriyle İstanbul Anıtları (2 Cilt, Adnan Özyalçıner ile,2010)

Ödüller

1980 Kadınların Sesi Dergisi’nin 8 Mart Ödülü (Kadınlara yönelik yazıları ve şiirleri için)

1987 Halil Kocagöz Şiir Ödülü (Bu Resimde Kimler Var ile)

1990 Sıtkı Dost Çocuk Edebiyatı Ödülü (Keloğlan İle Köse ile)

1998 Pir Sultan Abdal Dernekleri Edebiyat Ödülü (Şiiri alanlara taşıdığı için)

2000 Oğuzkaan Koleji Şiir Ustaları Ödülü

2000 Yunus Nadi Şiir Ödülü (Kirlenmiş Kağıtlar ile)

(2009) (Ş.Avni Ölez Şiir Emeği Ödülü)

(2012) PEN Şiir Ödülü

Metin Celal (Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı)   “Sennur Sezer, Türk şiirinin toplumcu damarının yaşayan en önemli ustalarından biriydi. Çok önemli konuları olduğu kadar hayattan ince ayrıntıları da toplumcu bakışı ve kendine has söyleyişi ile ustalıkla şiirlerine konu edindi. Çağdaş Türk şiirinde “kadın şair” denilince akla gelen en önemli iki addan biriydi. Sennur Sezer, sadece şiiriyle değil bir şair olarak toplum içinde duruşuyla da iyi bir toplumcuydu. Toplumsal olaylarda sorumlu bir aydın olarak her zaman tavır almış, Mücadelenin en ön saflarında yer almıştır. Yazarların örgütlenmesi ve haklarının takibi konusunda çok önemli katkıları vardır. Yazar örgütlerinde yıllarca görev yapmıştır. İyi şair, sorumlu aydın olmasının yanında onlarca yıldır yayıncılığımıza ve kültür-sanat gazeteciliğimize de büyük emek vermiştir. Editör, redaktör, düzeltmen olarak, derlediği kitaplarla yayıncılık sektörünün çalışkan bir emekçisiydi. Tüm bunların yanında her zaman dostluğunu özleyeceğimiz bir ablamızdı. Türk şiiri de, yayıncılık ve gazetecilik sektörleri de eksikliğini her zaman hissedecek, dostları özlemle anacaktır.”

Asuman Susam (Şair) “Hem şaşkınım hem çok üzgün. Sennur Sezer, yalnızca şiiriyle değil edebiyatın diğer alanlarına dair verimleriyle de düşün emeği ile de çok özel ve önemli bir isim. Toplumun vicdanı ve belleği olmuş bir şair. Hepimiz geçip gideceğiz bu dünyadan. Önemli olan bıraktığımız ses. Sennur Sezer, şiirlerine bıraktığı seste hep yaşayacak. Hep kıymetle. ‘Nehrin denize kavuşuvermesi/ orda fırtınaların dindiği yerde’ Sennur Sezer…”

Ahmet Büke (Yazar) “Şennur Sezer denince aklıma önce çıplak emek geliyor. Yaralı, bir yanı üzgün ama öteki yanı -sol yanı- çok umutlu, militan ve doğurgan. O bir kalem işçisiydi. İyi şiirler, iyi mektuplar, güzel öyküler yazdı. Belki farkında değiller ama şimdi yazan, çizen gençlerin üzerinde Adnan ağabey ile büyük emeği var. Rahmetli dedem, bir ölüm olduğunda, üzülmeyin dinlendi, derdi. Evet, Şennur Sezer şimdi dinleniyor. Bir testide dinlenen serin bir su gibi artık.”

Adnan Özer (Yazar) Sennur Abla ile çok eskiden tanışıyoruz. 1978 olması lazım. Fikirlerimiz çatışırdı ama birbirimize olan sevgi ve saygımız hiçbir zaman eksilmedi. Çok çalışkan bir insandı. İşçi kesimine de yakın olduğu için yazma çizme işini kol emeği olarak görürdü. Hiçbir zaman ünlü olayım, çok para kazanayım diye düşünmedi. O kuşakta öyle bir zihniyet yoktu. Edebiyatı inandığı için yapardı. Halka yakın bir şairdi. Bu tür şair ve yazarların halka edebiyatı sevdirmede pedagojik bir özelliği var. Son emekçi yazarlardan biriydi. Ama şiiri biraz gölgede kalmıştır. Gülten Akın’ın gölgesinde… 1980 öncesinde edebiyat ve sanat iç içeydi. Ondan sonra tam tersi tarafa savrulunca Sennur Sezer gibi isimler gözden düştü. Bir de şiir için iyi çalışmalar yapılmıyor, amatörleşme var. Biz de bunun içindeyiz. Ben de dergi çıkardım, kabahatin büyüğü değil, ama küçüğü bende. Şimdi şiiri çok tartışılacak ama bunun kıymeti yok tabii.”

Yavuz Rençberler
Yavuz Rençberler
724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.