Reklam

Yeşil Mürekkep Sabahattin Ali’nin romanı

Reklam

Osman Balcıgil’in yeni romanı Yeşil Mürekkep, Sabahattin Ali’nin romanı olarak raflarda yerini aldı. Romanda Sabahattin Ali konu ediliyor. Osman Balcıgil yine edebiyatımıza damga vurmuş bir ismi romanına konu ediyor. Daha önce de “Ela Gözlü Pars: Celile” adlı romanında aynı temada hareket ederek, okurların yoğun ilgisini kazanmıştı.

Ela Gözlü Pars: Celile romanında, Nazım Hikmet’in annesi ve bir dönem Yahya Kemal Beyatı’nın tutkulu aşkı Celile Hanım’ı romanın merkezine koşmuştu Osman Balcıgil. 

Türkiye Cumhuriyeti küllerinden yeniden doğmaktadır. Birinci Dünya Savaşı’nın zorlukları altında öğretmen olmayı başaran Sabahattin Ali, Almanya’ya gider. İlim irfan öğrenecek ve elde edeceği meşale ile ülkesini aydınlatacaktır…

Ancak söz konusu olan Sabahattin ise, işler hiçbir zaman yolunda gitmez. Sabahattin Ali, ülkesine hakaret eden Nazi Partisi hayranı bir Alman öğrenciyi tokatlar ve bunun sonucunda da Almanya’dan yurtdışı edilir. 

Almanca’yı bu zaman diliminde öğrenen Sabahattin Ali, Alman edebiyatının ve müziğinin derinliklerinde seyahat etmeye başlamıştır. Ülkesine döner ve mesleği olan öğretmenliğe yeniden başlar.

Nazım Hikmet’le temas 

Nazım Hikmet o yıllarda, Sabahattin Ali’nin hayranlıkla izlediği bir isimdir. Nazım Hikmet’in karşısına, en beğendiği hikayesiyle çıkar. Henüz toy bir yazardır. 

Nazım Hikmet o yılların ünlü dergisi Resimli Ay’ın editörlüğünü yapmaktadır. Nazım, genç yazarın işlenmesi gereken bir mücevher olduğunu anlar. Işık gördüğü tüm yazarlara yaptığını ona da yapar. Ayaklarının üzerinde durmaya yeni başlamış genç dostuna önce ilk adımları attırdı, sonra koşmasını sağladı.

Yeşil Mürekkep romanı okurken, Nazım’la Sabahattin arasında önce usta çırak, sonra ağabey kardeş ve nihayetinde iki dost olarak süren ilişkisi de ortaya konuluyor.

Aşkların insanıydı 

Yeşil Mürekkep romanında Sabahattin Ali’nin aşk kavramının ne olduğunu derin derin aanlatılıyor. Aşık olmadığı tek bir gün yoktur Sabahattin Ali’nin. Ancak kadınlardan karşılık bulamaz. Acılar içinde bir genç yazardır Sabahattin Ali.

O dönem, tüm eğitim ve sanat camiasını peşinden koşturan “hükümet gibi kadın” Nahit Hanım’a yazdığı şiirler, bugünün en çok söylenen, dinlenen şarkıları arasında yer alır:

“Seneler sürer her günüm

Yalnız gitmekten yorgunum

Zannetme ki sana dargınım

Ben gene sana vurgunum.”

Almanya’dan arkadaşı Melahat Hanım, Maria Puder, iki gözü Ayşe’si, öğrencisi küçük Melahat ve daha kimler, kimler vardır aşık olduğu kadınlar arasında.

Melahat Hanım’a olan gönül kırıklığını, Melankoli isimli şiirinin son dörtlüğünde şöyle ifade edecektir şair:

“Ne bir dost, ne bir sevgili

Dünyadan uzak bir deli

Beni sarar melankoli

Kafamın içerisi ölür.”

Aşık olduğu kadınlar hayır dese de o yine de evlenir. Ancak evlendiği kadın akrabalarının aracılığıyla istettiği Aliye’dir. Dünyalar güzeli Aliye evlenir. Ancak ileriki yıllarda yolu Cahide Sonku ile kesişir. 

Hapis damlarında Sabahattin Ali 

Sabahattin Ali’nin Nazım Hikmet ile kesişen yolu kendisinin Türkiye sosyalistlerine yönelik bir aidiyet geliştirmesine yol açar. Resimli Ay dergisinin hem yazarı hem savunucusudur. 

Aydın’da öğretmenlik yaparken, Türkiye Komünist Partisi’nin illegal yayın organı Kızıl İstanbul adlı dergiyi dağıtmaktan göz altına alınacaktır. Artık ardı arkası kesilmeyecek hapis günlerine başlayacaktır. 

Aydın’ın ardından Konya, Sinop, Sultanahmet, Paşakapısı hapishanelerinin de müdavimi olacaktır.

Kitapları, gazeteleri, dergileri…

Zaman içinde Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli aydınlardan, yazarlardan biri olarak kabul görecekse de, yaşadığı dönemde, yazdıkları nedeniyle ensesinde boza pişirilecektir.

Kuyucaklı Yusuf’ta bozuk düzene karşı çıkması,  İçimizdeki Şeytan’da entelektüel taklidi yapan milliyetçileri hedef seçmesi tepki çekecektir.

Kürk Mantolu Madonna’da, imkansız aşk nedeniyle hayata olan küskünlüğü ve etrafa dair umutsuzluğu dile getirecektir yazar.

Çıkarttığı Yeni Dünya gazetesi saldırıya uğrayacak, Markopaşa nedeniyle hapishane köşelerinde sürünecektir.

Yılmayacak Malumpaşa ve Alibaba isimli dergilerle sözünü söylemeyi sürdürecektir.

Dönemin siyasal atmosferi…

Sabahattin, kişiliğinin etkisiyle mücadelesinden vazgeçmeyince, devlet de sertlik dozunu artıracaktır.

Yeşil Mürekkep’te İkinci Dünya Savaşı’na gidişin ayak sesleri de yer alıyor. Türkiye’nin büyük harpten nasıl etkilendiği sayfalardan yansıyor.

Özellikle bu zaman diliminde, Demokrat Parti’nin nefesini ensesinde hisseden tek parti hükümeti tüm aydınlar ve Sabahattin Ali’nin üzerinde baskısını artıracaktır.

Hareket alanı kalmamıştır Sabahattin’e… Yurt dışına kaçmaktan başka çaresi kalmamıştır…

Reklam
Yavuz Rençberler: 724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com
Reklam

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz.

Reklam