Elvin Göncü’nün ilk romanı Rüzgarlar Dile Gelse

Elvin Göncü ilk romanı ile karşımızda. Rüzgarlar Dile Gelse raflarda yerini aldı. Roman, Siyah Kitap yayın evinden çıktı.

Elvin Göncü’nün ilk romanı Rüzgarlar Dile Gelse

Elvin Göncü’nün ilk romanı Rüzgarlar Dile Gelse okurlara ulaşıyor. Roman için hazırlanan tanıtım metninde “Rüzgarlar Dile Gelse, kaybetmeye, aramaya, kaybedileni yeniden bulmaya dair içe doğru yapılan zorlu ve derin bir yolculuğun hikayesi” ifadesi yer alıyor. 

Romanın ana kahramanı Ela Dincan’ın anne babası küçük yaşta vefat etmiş, onu mesnevi han olan dedesi ve biricik aşkı olan eşi Natalya büyütmüş. Ünlü bir ailenin oğlu ve aynı zamanda başarılı bir iş adamı olan nişanlısı ve sadece nişanlısının seçimlerinden örülü bir hayatı var. Kimilerince harikulade kabul edilen, oysaki Ela Dincan için huzur ve aşkın yer almadığı, sadece kabullenişle inşa edilmiş bu yaşantının perde arkası ise onun arayışlarının nedenlerini bize adım adım sunuyor…

Ela Dincan, ailesine dair bir tane fotoğrafı bile olmayan bir kadın… Geçmişinde yaşananlara dair gördüğü rüyalar ve anlamlandıramadığı mesajlar içinde kaybolduğu için on sekiz yaşında hastaneye kapatılan bir kadın…

Tüm bunların izlerini okul ve iş hayatındaki başarılar ve örnek gösterilen bir adamla evlenerek sileceğini düşünürken, düğün arifesinde hiç tanımadığı bilmediği bir adamı rüyalarında gören ve onu bulmak üzere Bozcaada’dan Konya’ya, bir Rum ikliminden diğerine yolculuğu çıkan bir kadın…

Her yolculukta olduğu gibi, cevabı bulmadan evvel alınması gereken kararlar ve ödenmesi gereken bedeller var…

Ela Dincan’ın, mutasavvıf bir dede ile aşkın derinliklerinde büyümesine rağmen, on sekiz yaşında ulu bir çınarın gölgesinde gönlünün sesini dinlemekten vazgeçmesi, yıllar sonra “Aşk nedir?” sorusuyla karşı karşıya kaldığında ise, gerçekle hayalin birbirine karıştığı bir anda çıktığı yolculuğa tanıklık ederken; zaman, kader ve tesadüf gibi hepimizin yaşam döngüsündeki kilit noktalarla ilgili bildiklerimizi yıkıp tekrar inşa etme ihtiyacını duyacağız.

Bu uzun ve çetrefilli süreçte en büyük dayanağımız ise, elbette “aşk”ın tılsımı olacak.

“Bu hayatta en güzel şey nedir bilir misin evlat? İçine sokulduğumuz bu hayal âleminden uyanmaktır. Herkesin çok başarılı, çok akıllı, çok güzel, çok sağlıklı, çok sevilen olması gereken bir âlemden uyanmadıkça huzuru bulamayız. İnsan olmak bu değil, yaşamak bu değil. Yağmurda ıslanmayı güneşte yanmak kadar sevmediğin sürece, kendini de etrafında gördüğün suretlerin kadar sevmediğin sürece, sana bahşedilen yaşamı korkusuzca tam bir teslimiyetle sevmediğin sürece, yaşıyorum diyemezsin.”

Yavuz Rençberler
Yavuz Rençberler
724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.