Mahir Ünsal Eriş Kara Yarısı ve Sarıyaz sevincini paylaştı

Mahir Ünsal Eriş Kara Yarısı ve Sarıyaz sevincini paylaştı. Hikayeleriyle geniş bir okur kitlesine sahip olan Mahir Ünsal Eriş, “matbaadan haber geldi” paylaşımı ile yeni kitaplarının heyacanını sevenlerine duyurdu. 

Can Yayınları’ndan okurlara ulaşacak olan Mahir Ünsal Eriş’in iki ayrı hikaye kitabının baskısı tamamlandı. Mahir Ünsal Eriş Sarıyaz hikaye kitabı basıldı. Ünlü yazar, matbaadan kendisine ulaşan iki kitabının kapaklarını sosyal medyadan paylaştı. Paylaşımına “Kitaplarıma kavuştum. Bir haftaya kitabevlerinde olur sanırım.” dedi.

Onun bu paylaşımına cevap matbaadan geldi: “Mahir Bey güzel heyecanınızı bir nebze gideriyim mi desem yoksa dahada mı artar bilmiyorum. Efendim Sarıyaz kitabı dağıtıma hazır. Mesaimizi de şu an Kara Yarısı’na harcıyoruz. Yeni haftaya hepsi hazır olacak. Kaleminize sağlık.” 

Mahir Ünsal Eriş Ayşe Arman röportajı

Mahir Ünsal Eriş, 28 Aralık 2018 tarihinde Kara Yarısı ve Sarıyaz hikayelerinin ilk duyurusunu sosyal medyadan yapmıştı. Kitaplarının dosya olarak yayınevine verildiğini belirten Mahir Ünsal Eriş, Hürriyet yazarı Ayşe Arman ile röportaj için para biriktirmeye başlayacağına dair espirili bir mesaj yayınlamıştı. 

Mahir Ünsal Eriş Kara Yarısı ve Sarıyaz kitapları okurlarla buluşuyor.

Kara Yarısı kitabının konusu ne

Mahir Ünsal Eriş’in Kara Yarısı kitabının konusu ne? Okurların merakla beklediği Kara Yarısı kitabının konusu hakkında fikir edinebilmeniz için kitabın tanıtımıyla ilgili bir yazıyı paylaşıyoruz.

Mahir Ünsal Eriş’in Kara Yarısı kitabının tanıtımından:

Burada bir sokak var. Uzun, ağaçsız ve derin derin uyuyan arabalarla dolu karanlık bir sokak. Birazdan gün, süt mavi örtüsünü sokağın üzerine serecek, evler ağaracak. Gün, köşeden sokağa girecek. Sahiplerini bekleyen atlar gibi sıra sıra dizili arabalar bir bir uyanacak, silkelenip yollara düşecek. Bugün bir cenaze kalkacak bu sokaktan.

Mahir Ünsal Eriş altı yıl aradan sonra yeniden okurların karşısına çıkıyor. Kara Yarısı’nda, yaşadıkları yerlerin küçük dünyalarına, aşamadıkları içsel sınırlara yahut muhitin kalıplarına hapsolanları ele alıyor. Kimi öykülerde kasabaların dar sokaklarında gezip tutucu, küçük, hiçbir gelecek vaat etmeyen yerlere sıkışıp çırpınanları resmediyor. Kimilerinde de bir kaza ya da alın yazısına kurban gidenlerin yahut ademoğlunun kara yarısına; yani hasede, fesada, çekememezliğe hatta basbayağı içindeki şerre kaptıranların peşine takılıyor. Lakin aydınlığı da zifiri karanlığı da okurlarının yakından bildiği o canlı, iştahlı, yaşam fışkıran üslubuyla anlatıyor.

Sarıyaz kitabının konusu ne

Mahir Ünsal Eriş’in Sarıyaz kitabının konusu ne? Okurların merakla beklediği Sarıyaz kitabının konusu hakkında fikir edinebilmeniz için kitabın tanıtımıyla ilgili bir yazıyı paylaşıyoruz.

Mahir Ünsal Eriş’in Sarıyaz kitabının tanıtımından:

Şimdilerde o günleri ananlar hep “Sarıyaz” diyorlar adına. Haziranın gevreyen toprak üstünde buram buram tüttüğü son demlerinde, topu topu on iki günlük bir zamandı oysa. Ama bütün bir mevsim, yıllar boyu hatırlanacak kadar yüklü geçmişti.

Tarihe “Sarıyaz” diye düşüldü o günler.

Her şey havanın lodosa dönmesiyle başladı. Rüzgar, Afrika’dan aldığı sapsarı çöl kumunu yanına katıp körfeze doldu, ortalık sarıya kesti. Her şey ama her şey öyle bir sarardı ki, sanki dünya sarı bir camın arkasına saklandı gibi oldu.

Yöre halkını tedirgin eden bu tuhaf doğa olayının ardından bir de deprem gelir. Lakin bu “aşağıdan aşağıdan vuran” deprem halka halka büyüyecek, Sarıyaz’ın büyüklü küçüklü karakterlerinin hayatlarında meydana gelen şiddetli sarsıntılarda yankı bulacaktır.

Mahir Ünsal Eriş altı yıl aradan sonra yeniden okurların karşısına çıkıyor. Aynı olayın etrafında dönen ve birbirine bağlanan sekiz öyküden oluşan Sarıyaz’da, yine küçük bir kıyı şehrindeki sözümona sıradan insanların dünyalarına ışık tutuyor. Onların aşklarına, hüsranlarına, isyanlarına, hezeyanlarına, kalp yaralarına ve her şeye rağmen hayata tutunma çabalarına tercüman oluyor… Her zamanki sakınmasız, dürüst ama merhamet dolu, hayat dolu tavrıyla. Her zamanki gibi sokağı dillendirerek…