Mavi Saçlı Kız film oluyor

Mavi Saçlı Kız film oluyor. Dijital Sanatlar adlı yapım şirketinin sahibi Mustafa Uslu, kitabın sinemaya aktırılması için anlaşma imzaladıklarını söyledi. 

‘Ayla’ , ‘Mülsüm’, gibi çok izleyen sinema filmlerinin yapımcısı Mustafa Uslu, Burçak Çerezcioğlu’nun yazdığı kitabı sinemaya uyarlayacak. 

Burçak Çerezcioğlu, 14 yaşında bir genç kız idi. Günlük tutuyordu. Hayalleri vardı. Bu hayallerden biri de Amerika’ya gitmekti. Genç kız, 14’ünde lösemi hastası olduğunu öğrendi. Hastalığı ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra öleceği söylendi. Ailesi Burçak’ın son günlerinde dilediği her şeyi yapmak istedi. Hayali olan Amerika’ya gittiler. Sevgi, hastalığı yener gibi oldu. kısa bir süre sonra öleceği söylenen genç kız, 2 yıl daha yaşadı. 

Burçak Çerezcioğlu’nun günlüğü Yapı Kredi Yayınları tarafından kitap olarak basıldı. İlk baskısı 2000 yılında yapılan Mavi Saçlı Kız kitabı listelerden inmedi. 

Şimdi de sinema filmi olarak izleyicinin karşısına çıkmak için gün sayıyor. Burçak Çerezcioğlu’nun yaşamından kesitler, hastalığıla mücadelesi ve çevresinden gördüğü sevgi sinemaya gelecek. 

Gerçek hayattan hikayeleri, yaşanmışlıkları sinemaya aktaran Mustafa Uslu, bu kez Burçak Çerezcioğlu’nun yaşam öyküsüne odaklandı. Dijital Sanatlar adlı yapım şirketinin sahibi olan Mustafa Uslu, şu sıralar dünyaca ünlü haltercimiz Naim Süleymanoğlu’nun filmi için çalışıyor. 

Burçak Çerezcioğlu hayattayken televizyon röportajları ile ekrandaydı. İşte onlardan biri.

Mavi Saçlı Kız filminin konusu

14 yaşındaki Burçak Çerezcioğlu’nun tuttuğu günlük sinemaya aktarılıyor. Mavi Saçlı Kız filminin konusu genç kızın yaşadıklarını ele alıyor. Lösemi hastası olduğunu öğrendiğinde 14 yaşındaydı. Doktorlar ölümün kaçınılmaz olduğunu ve yakın bir tarihte kaçınılmaz sonun geleceğini söylediler. 

Ancak ailesinin ve çevresinin sevgisi 2 yıl daha yaşattı Burçak Çerezcioğlu’nu. Günlüklerinde yazdıkları önce kitap oldu. 2000 yılında Mavi Saçlı Kız adıyla basılan kitap şimdi sinema filmi oluyor.

Mavi Saçlı Kız kitabının tanıtımında şunlar yazıyor: “Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yakıcı hayatlar. Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sokar insanı. Acıya beklenmedik faturalar çıkarır. En umulmadık anda, renkler değişir. Küçücük bir yaşamın ardında kalan, insanın kendisinden büyütüp sevdiği, korumaya yazgılı olduğu bağlılıklar vardır. Burçak Çerezcioğlu, 16 yaşında lösemiden öldüğünde, cesareti, sevgiyi ve yaşamı tanıyordu.Bu kitapta, kısa bir yaşamın kederini, güzelliğini, acısını, bir savaşı okuyacaksınız. Ne yazık ki kurmaca olmayan bir hayatın öyküsünü. Bir babaya, bu dizeleri yazdırmış bir hayatın:

Sabahları hasta uyanmanı istiyorum.
Hastaysan eğer yaşıyorsun demektir.”