Orhan Veli’nin Aşk Mektupları

Orhan Veli’nin aşk mektupları kitaplaştırıldı. Orhan Veli Kanık’ı sevmeyen var mıdır? Bu sorunun cevabını bilemem ama Orhan Veli’nin şiirlerinde gizlediği aşkının kim olduğu geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkmıştı. Şimdi ise Ömer M. Koç’un koleksiyonunda yer alan o aşkın mektupları Orhan Veli’nin kız kardeşi Füruzan Yolyapan’ın izin vermesiyle 64 yıl sonra kitaplaştırıldı.

Son mektubunu 12 Ekim 1950’de İstanbul’dan yazan şair, “Bir de sevgilim vardır, pek muteber; / İsmini söyleyemem / Edebiyat tarihçisi bulsun” demişti bir şiirinde. Orhan Veli, evli bir kadına aşıktı. Aşk, hüzün ve hasret dolu mektupların yazıldığı kadın Nahit Hanım’dır. Yahya Kemal’in öğrencisi Halil Veda Fıratlı ile evlidir bu aşkın kadını. Edebiyat öğretmeni Nahit Hanım daha sonra şair Arif Damar’la evlenecektir .

YKY tarafından basılan ‘Yalnız Seni Arıyorum’ kitabında Orhan Veli’den Nahit Hanım’a 1947-1950 arasında yollanmış 62 mektup bulunuyor.

İşte Orhan Veli’nin aşk mektupları içinden bazı satırlar: 

“Kendini hatırlatmak suretiyle beni rahatsız ettiğin, senin yokluğunun benim hayatımda hiçbir şey değiştirmediği filan gibi öteden beri mütemadiyen tekrarladığın boş vehimler için bir şey diyemiyorum. Çünkü ne desem faydası olmuyor. ‘Senin için ben neyim?’ diyorsun.

“Benim için her şey olduğunu mademki bugüne kadar anlatamadım, şimdiden sonra ne yapıp da anlatabilirim. Hoş, ne istersen yaparım, ayrı mesele. Canım Nahitçiğim, bu çocukça kaprislerden vazgeçsen, bana daha sitemsiz, daha tatlı mektuplar yazsan olmaz mı? Bütün mektuplarımız hırgürle dolu”.

“Şehir, çamurlu sokaklarıyla, bulutlu tatsız havasıyla, bana dünyadaki şehirlerin en çirkiniymiş gibi geliyor. İstanbul’da tek zevkim senden mektup almak.”

“Mektuplarımla seni rahatsız mı ediyorum? Kocandan eskiden de hürmet ve muhabbetle bahsetmezdim. Sen de bunu tabii görürdün. Artık tahammül edemediğine bakılırsa eski Nahit değilsin demek. Mektubunu yalnız buna tahsis etmişsin. Senin için daha mühim bir şey, bana söyleyeceğin başka bri şey yok herhalde.”

orhan_veli'nin aşk mektupları

Orhan Veli’nin aşk mektupları tutku dolu

“Yalnız yaşamanı, sadece bana ait olmanı istiyorum, diye ilave ediyorsun. Ben de yalnız sana ait olmayı istiyorum. Bundan zerre kadar şüphe etme. Senden başkasıyla en küçük bir münasebetim olabileceğini aklına bile getirme. Fakat aynı şeyi ben de istiyorum. Yani ben de senin yalnız bana ait olmanı istiyorum. Gelgelelim bunun imkânsız olduğunu da biliyorum. Hakikaten, ne olacak bizim halimiz Nahit? Artık birbirimizi hiç görmeyecek miyiz? Bu kadar hazin talih olur mu?”

“Benden çok şeyler beklediğini söylüyorsun. Eksik olma, bugünlerde şiir sahasında büyük bir hamle yapmayı ben de istiyorum. Son günlerde yazdığım şiirler pek kötü değil zannındayım. Bununla beraber çok daha büyük, çok daha ileri bir hamle lazım. İnşallah bu olacak.”

“Sana da bana da imkânsız görülen bir saadet günün birinde gerçek olabilirse, bütün ömrüm içindeki kayıplarımdan hiçbirine üzülmeyeceğim. Yalnız o sevinç bana kâfi derecede yaşamış olmak için yetecek. O büyük, o yegâne saadet için Allah’a mı, talihe mi, yahut herhangi başka bir şeye mi, neye inanmak lazımsa inanmak istiyorum. Allah’a inanan insanların nasıl inandıklarını, nasıl sevdiklerini biliyoruz. Ben seni herhalde daha fazla seviyorum. Daha fazla inanabilirim de.”

“Mektubun beni bir hayli memnun etti. Bununla beraber daha çoğu hayal gibi göründü. Öyle ümitler ki imkân olarak hiçbir esasa dayanmıyor. Bu konuşmalar biraz da komünist şairlerin şiirlerine benziyor. Hep “Güzel günler göreceğiz” diyorlar. İyi ama nasıl göreceğiz? Öyle değil mi? Bize de Mareşal (Fevzi Çakmak) gibi bir adam lazım. “Sabredin, bütün istedikleriniz olacaktır” desin. İnanalım, sabredelim.”

“Vaziyetimi bir düşün. İki günden beri yağan yağmura ve soğuğa rağmen üstümde beyaz bir ceket var. Pabucum yok, gömleğim yok, kravatım yok, pardösüm yok. Bu kıyafetle Ankara’ya gelebilir miyim? Bilhassa bazı kimselere karşı bu sefaletimi göstermek istemiyorum. Geçenlerde borca bir ceketlik kumaş aldım, terziye verdim. Ceketi bu cumartesi alabileceğim (şayet terziye vermek için yirmi-yirmi beş lira bulabilirsem). Ama o da meseleyi halletmeyecek.”

Orhan Veli’nin aşk mektupları ve Nahit Hanım

“Yalnız senin için yaşıyorum. Yalnız senin için yaşamak istiyorum. Beni sev demek istemiyorum, sadece inan. Ömrümüzün sonuna kadar bana inanacağını düşünebilsem bundan duyacağım saadet bugüne kadar duyduklarımın en büyüğü olur.”

“Bu mektubu senden ayrıldıktan sonra yazıyorum. Seni hiçbir zaman unutamayacağımı bildiğim halde, beni unutmanı istiyorum. Seni adiliklerime daha fazla tahammül etmeye zorlayamam. Aramızda bir şey geçtiğini hiç kimse bilmesin. Ben, ne olursa olsun, hayatıma ne karışmış olursa olsun, hiç kimseyi senin yerine koymadım. Allah’a ısmarladık Nahit.”

Yavuz Rençberler
Yavuz Rençberler
724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 4 YORUM