Ayşe Kulin Son romanının adını değiştirmek istemiş

10.11.2018
A+
A-

Son adlı romanı raflara yeni çıkan Ayşe Kulin, dikkat çekici bir açıklama yaptı. Ayşe Kulin, romanın adını değiştirmek istediğini açıkladı.

Ayşe Kulin Son romanının adını değiştirmek istemiş. Ancak olmamış. Roman Son adıyla raflarda yerini aldı. Ayşe Kulin otuzüçüncü romanı Son ile ilgili yaptığı röportajında bu gerçeği dile getirdi. 

Hürriyet Cumartesi ekinde İpek İzci ile konuşan Ayşe Kulin, Son adlı romanı ile ilgili dikkat çekici bir bilgiyi paylaştı. 

Son romanı polisiye içerikli. Ayşe Kulin, romanın adını Son Düğüm olarak değiştirmek istediğini anlattı. Ancak, bu değişikliğin gerçekleşemediğini biraz da hayıflanarak dile getirdi: “Adını ‘Son Düğüm’e çevirmek istedim ama kapağın çalışması yapılmıştı ve tam kafamdaki kapaktı. O yüzden adı böyle kalsın dedim.”

Mustafa N kim?

Son romanında Ayşe Kulin, Mustafa N’yi de hatırlattı. Mustafa N karakterini öylesine benimsediğini söylüyor ki, “Mümkün olsa diğer romanlarımda da devam ettirsem” diyor. Sonra Mustafa N’nin gerçek hayattaki karşılığının Mustafa Necati olduğunu açıklıyor. Eski Milli Eğitim bakanlarından Mustafa Necati, Ayşe Kulin’in Son romanının kahramanı. 

Ayşe Kulin şöyle konuşuyor: “O, Mustafa Necati’dir (Eski Milli Eğitim Bakanı) ama ‘Mustafa N’ olarak yazdım çünkü bu bir yerde kurgudur. ‘Son’a Mustafa Necati’yi dahil ettim ama keşke kitabını yazmaya gücüm olsa. Çok ciddi bir çalışma ister. Yorgunum, yaşlıyım, vakitsizim, bilemiyorum. Bir milletin oluşmasında, ilerlemesinde en önemli öğelerden biri eğitim. Ve şu anda kendi ülkemde eğitim perişan bir halde. Bunu bir roman konusu yaparak işleyeyim mi, karar veremedim. Türk halkı maalesef çok yakın geçmişini dahi bilmiyor. Kurtuluş Savaşı’nı, bu ülkeyi hangi şartlarda elimize aldık, bilmiyor. Hiçbir şeyi sorgulamıyor.”

Romancı olarak çok bekledim

Ayşe Kulin, yazmaktan aldığı keyfi dile getirirken, “Bir de ben romancı olmak için çok bekledim. 20 yaşlarımda gazetelere de yazıyordum ama bir yayıncıya bir kitabımı okutabilmek için çok bekledim. Okuyup da beğenmediler değil, okumadılar bile.” diyor. 

Romancılığa geç başladığını anlatan Ayşe Kulin, üretim yoğunluğunu da şöyle dile getirdi: “Kaybettiğim zamanı telafi etmek için hep yazdım. Fazla zamanım yok. İnsan ömrü de, kafası da bir yere kadar. Onun için evet, şimdi daha telaşlıyım. Söyleyecek lafım varsa söylemek istiyorum. Daha en iyi kitabımı yazmadım.”

İpek İzci’nin “İlk romanınızdan bugüne nasıl değiştiniz?” sorusuna Ayşe Kulin şu cevabı verdi: 

-İlk romanım dört hikâye kitabından sonra geldi. ‘Adı: Aylin’. Yakınımdı. Onu kaybettikten sonra ‘yaşasın’ diye yazmıştım. O kitap beni meşhur etti. Öykülerimde, köylerde kasabalarda okutulmayan, istismar edilen kadınların hikâyelerini yazmıştım. Romanlarımda da bunu yapmaya başladım. Tepki romanları yazdım. ‘Birgün’ü Leyla Zana’nın hapse girdiği gün yazmıştım, ‘Bora’nın Kitabı’nda Türkiye’deki ensesti irdeledim. Daha çok farkındalık yaratmaya çalıştığımı hissediyorum. Son yıllarda da, özellikle ‘Handan’ romanımdan itibaren kendi yaşadığım yıllara ışık tutmak istedim. 30 sene sonra romanımı okuduklarında, bilsinler ki benim yaşadığım yıllarda bunlar oldu.

Tanrı-adam kişiliklerine bürünen romancılar

Ayşe Kulin, roman ve romancı ilişkisini de röportajında anlattı. Ayşe Kulin, “Romancılar arasında kendilerini pek önemseyen arkadaşlarımız da var ama, roman sinemanın, televizyonun olmadığı zamanlarda insanlara iyi vakit geçirtmek için yazılmış anlatılardır.” tespitini paylaştı. 

Romancının işi de insanlara iyi vakit geçirtmektir, diyen Kulin ilginç bir tespit de yaptı: “Onun için böyle romancıların Tanrı-adam kişiliklerine bürünmeleri beni her zaman biraz güldürür. Ben bir kitap okudum. İlkokulu bitirmemiş bir kişi, çöp toplayan insanların hayatlarını yazmıştı. Ki ben onlara yanlarından geçerken yollarda pislik yapıyorlar diye çok kızardım. Ama o kitaptan sonra, başka bir soru sormaya başladım: Benim ülkemde nasıl bir sistem varsa insanları hayatlarını başkalarının çöpünü deşerek kazanmaya mecbur kalıyor. Evleri yıkılıyor, kendi memleketlerinden kopup geliyorlar vs… Burada yapabilecekleri iş bu. O kitabı onlardan biri olarak okuduğunuzda, onlara artık kızamazsınız. Roman size yaşamadığınız dünyaları, bilmediğiniz evleri açar, empati duygularınızı harekete geçirir. İyi bir doktor olmak için tıp kitapları, iyi bir savcı olmak için hukuk kitapları okursunuz ama roman okuduğunuzda daha iyi bir insan olmayı öğrenebiliyorsunuz.”

Editör: Serdar Tunatürk

Yavuz Rençberler
Yavuz Rençberler
724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.