Buket Uzuner’in yeni romanı Ateş geliyor
Tabiat dörtlemesinin son kitabı Ateş geliyor. Buket Uzuner’in roman serisi Su, Toprak, Hava son kitap Ateş ile tamamlanıyor.
Buket Uzuner’in yeni romanı Ateş geliyor. Yazarın tabiat dörtlemesi olarak yazdığı Su, Toprak, Hava, Ateş tamamlanıyor. Su, Toprak, Hava romanları okurların yoğun ilgisini çekmişti. Şimdi de serinin son kitabı Ateş geliyor.
Buket Uzuner, Ateş romanı ile ilgili ipuçları verdi. Hepsitv’de Yekta Kopan’ın konuğu olan Buket Uzuner, Ateş romanı ile ilgili bazı bilgileri okurlarla paylaştı. Yazarın, tabiat dörtlemesinin son kitabı Ateş, Mardin ve İzlanda ilişkisiyle okurlarıyla buluşmaya hazırlanıyor.
Hepsiburada’nın Youtube Kanalı Hepsitv üzerinden yayınlanan “Yekta Kopan’la Yazar Söyleşileri” programının ikinci konuğu Buket Uzuner oldu. Yazarın Tabiat dörtlemesinin üçüncü kitabı “Hava” üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirildi. Yeni romanı ile ilgili de okurların merakını gidermek için bazı küçük ipuçlarını verdi.
İstanbul’dan Mardin’e
Ateş romanının konusu Mardin’de geçecek. Tabiat serisinin ilk kitabı olan Su ile İstanbul’da başlayan yolculuk şimdi Ateş ile Mardin’e uzanıyor. Okurların hatırlayacağı gibi seri Çorum’da Toprak ile devam ederken, Hava romanındaki konular ise Kayseri ve Kapadokya’da geçiyordu.
Buket Uzuner, serinin henüz yolda olan dördüncü kitabı Ateş’in Mardin’de geçeceğini müjdeledi. Bu özellikleriyle serinin bir Anadolu Dörtlemesi olduğunun altını çizen yazar, üçüncü kitap Hava’nın neden Kayseri’de geçtiğini de açıkladı.
Üç sene önce araştırma için Kayseri’ye gitmeye başladığını belirten Uzuner, Kayseri’ye 13. yüzyılda hastaları müzikle tedavi eden bir şifahane ve dünyanın ilk tıp okullarından birini yaptırtan Selçuklu kadın sultanı Gevher Nesibe Sultan’ın yeterince bilinmediğini görüyor.
O an kitabını Kayseri’de geçirmeye karar veriyor ve Selçuklu dönemi üzerinde de çalışıp bu romanı yazmaya karar veriyor. Uzuner’in basılan kitap kapağının sol üst köşesinde de Gevher’in bir büstü bulunuyor.
Seri roman yazmak
Bir roman serisi yazmaya karar vermesinin nasıl bir sonuç doğurduğu sorulduğunda; bu kararı almanın oldukça zor olduğunu belirten Uzuner, serideki tüm romanların birbiriyle bağlantılı olması gerekliliğinin zaman zaman zorlayıcı olduğunu söyledi. Yazar bunun yanında romanları yazmasının 2 ila 5 yıl sürdüğünü ve tüm seriyi bitirmesinin en az 10 yılını alacağını belirtti.
Şamanlar ve tabiat ilişkisiyle ilgileniyorum
Uzuner, yapılan sohbette mistik bir yanı olmadığını, bilimden yana bir insan olduğunu belirtmekle beraber, şamanların tabiatla olan ilişkisiyle ilgilendiğini anlatıyor. “Biz Tabiatın bir parçasıyız, bunu hatırlamamız gerekiyor.” diye ekliyor.
Şaman kelimesinin Hintçe olduğunu ve onların kendilerine asla şaman demediklerini, bunun yerine “kam, kaman” kelimelerini tercih ettiklerini belirtiyor.
Yazara göre kamanlık tabiatın bir parçasısın, efendisi değilsin demek ve yazar da bu felsefeyi sevdiğini belirtiyor.
Yekta Kopan’ın “Bizim doğayla ilişkimiz ve bunun getireceği sonuç hakkında umut var mı?” sorusuna Uzuner, “Umutlu değilim, çünkü insan kendini tabiatın efendisi zannediyor.” cevabını vererek cümlesine kitabına atıfta bulunarak “Fakat Defne Kaman umutlu; çünkü onun bilge bir ninesi var.” diye devam ediyor.
Genç yazarlara öneriler
Yazar, bir romanı yazarken öncelikle karakterler üzerine çalıştığını, konunun daha sonra geldiğini belirtiyor. Buket Uzuner, genç yazarlara öncelikle karakterleri canlı tutmayı, soy ağacı çıkarmayı öneriyor. Karakterleri böyle yaşatmanın yolu ne diye sorulduğunda ise yazar, “Bunu yaşatmanın bir formülü yok, hikaye anlatıcı olarak doğarsınız, şair olmak gibi.” cevabını veriyor. Devamında “Öyle doğduysanız da hikayeler akıyor ve karakterleriniz yaşıyorsa siz onları oturup seyrediyorsunuz.” diyor.
Editör: Serdar Tunatürk