David Constantine Midland Oteli’nde Çay

İngiliz yazar David Constantine Türkçe’de yayımlanan ikinci kitabı Midland Oteli’nde Çay ile okurların karşısında.

David Constantine Midland Oteli’nde Çay adlı öykü kitabı Notos Kitap tarafından yayımlandı. Midland Oteli’nde Çay ödüllü bir kitap. 2010 BBC Ulusal Öykü Ödülü ile 2013 Frank O’Connor Uluslararası Öykü Ödülü’ne değer bulundu. 

David Constantine, Midland Oteli’nde Çay adlı öykü kitabında gerçek hayatı bütün çıplaklığıyla merkeze alırken hikâye anlatma, dil ve anlatım ustalığını büyüleyici bir edebi dehayla birleştiriyor.

David Constantine’nin karakterleri zarif bir isyanla var oluyor. Karakterler, yenilgi karşısında yıkılmayıp onu omuzlarına attıkları bir pelerin gibi taşıyorlar. Constantine, doğanın da âdeta bir karakter gibi öykülerin atmosferini oluşturduğu bir dünyaya davet ediyor okuru.

Midland Oteli’nde Çay, David Constantine’in Türkçe’de yayımlanan ikinci kitabı. İlk kitabı ‘Başka Bir Ülkede’, Metis Yayınları tarafından yayımlanmıştı.

İlk aşkı şiir olan birisinin yazacağı türde öyküler

David Constantine, öyküleri için şu tanımı yapıyor: “Sanırım ben ilk aşkı şiir olan birisinin yazacağı türde öyküler yazıyorum.”

Oggito.com sitesindeki röportajında yazım süreci ile ilgili ise şöyle konuşuyor:

Sanırım ben ilk aşkı şiir olan birisinin yazacağı türde öyküler yazıyorum. Başlarken, hatta daha başlamadan önce, ne şiir ne de öykü söz dinler. Buna hemen o anda karar veremem, bu sabah, bu akşam, birini ya da öbürünü yazarım. Benim emrimde değillerdir. Bunun çok sıra dışı olduğunu sanmıyorum. Bunun aksine kimi yazarlar tanıyorum ki şiir onları çağırıyor, onlara emir veriyor. Bu açıdan “çağrıya açık” olmak, yazarın olmazsa olmaz erdemlerindendir.

Ama çağrıya fazla açık olmak da iyi değildir. Fazla dayatmanın yazarı yanlış yönlendirdiği ya da apaçık yanlış olduğu sonunda ortaya çıkar. Bu yüzden dikkatinizi vermeli, açık, istekli ve müsait olmalısınız – ama eleştirel bakışı kaybetmeden. Çok sık olmasa da –bir antoloji için ya da toplumsal bir olaya atfen– benden öykü ya da şiir yazmam istendi, ben de yazdım, çünkü aslında bu isteğin kendisi, benim o konuya değinme arzuma (ve becerime) hitap etmişti.

Ve benden bir şey yazmamın istenmesiyle aslında belki zaten yapmakta olduğum şey –bir öykünün ve şiirin “bana gelme” olasılığı ortaya çıkıncaya kadar beklemek– daha aleni hale geldi. Şiir ve öykü farklı türlerdir, her birinin kendine özgü kaynakları vardır, ben de şimdi öyküye odaklanacağım. Ancak aralarda öykünün gerektirdiklerini şiirle karşılaştırmak da bu türdeki çalışma biçimimi daha iyi ifade etmemi sağlayacak.

Pelin Çite
Pelin Çite
İki yumurta kıramayıp koltuğunun altında 5 kitap taşırken, otobüste ayakta okuyanlardan. Hızlı okuma ve hızlı yazma kurslarını ortaokulda tamamlamış. ABD’de sinema eğitimi aldı. Eski film koleksiyonu yapmayı seviyor.
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.