Virginia Woolf biyografisine tepki yağdı

11.03.2016
A+
A-

İthaki Yayınları’nın yayımladığı eserindeki Virginia Woolf biyografisine tepki yağdı. Virginia Woolf’un ‘Kendine Ait Bir Oda’ kitabını yayımlayan İthaki Yayınları öyle bir biyografiyi girişe koydu ki… İşte bu biyografi sosyal medyada tepkiye neden oldu. Yayınevinin açıklaması, özrü de kimi okurları sakinleştirmeye yetmedi. Okurlar yayınevinin kapısının üzerine boya döktü. Giriş kapısındaki tabelaya boyayla çarpı işareti koyup ayrıca duvara da “Virginia uyandı” yazdılar.

Kitabın girişinde yazarın hayatı ile ilgili kısa bilginin yer aldığı sayfayı okuyanlar gözlerine inanamadılar. Biyografi şu cümlelerle oluşturulmuştu: ”Küçük yaşta yazarlığa, 59 yaşında mezarlığa adım attı. Dalgalarla sörf yapıp, nehir bile denmeyecek bir kaşık suda boğuldu. Bilinç akışı mı, nehir akışı mı? Odalarda ışıksızdı. Paranoyaklığı zaten Shakespeare’in olmayan kız kardeşi üzerine saatlerce konuşmasından belliydi. Geri gelir mi? Gelirse gelsin, kim korkar bakire kurttan? Bkz: Nicole Kidman.” 

İşte bu Virginia Woolf biyografisine tepki gün içinde sosyal medyada çığ gibi büyüdü. Change.org adlı sosyal kampanya duyuru sitesinde “İthaki Yayınları Virginia Woolf ile ilgili nefret dolu biyografisini kaldırsın!” başlıklı bir imza kampanyası da başlatıldı.

virginia woolf biyografisine tepki

Bu tepkiler üzerine yayınevi nasıl bir açıklama yaptı? Bu sorunun cevabından önce gelen tepkilere bir göz atalım:

Yekta Kopan : ”Pes ama pes! Virginia Woolf için böyle bir biyografi yazmak, yenilikle ya da ironiyle falan açıklanamaz. Klasikler Serisi’nden çıkarıyorsun kitabı. Buna had bilmezlik demek az kalacak. (İthaki Yayınları, Klasikler Serisi)” yazdı.

ifkfeministler: “Cinsiyetçi değil ki sadece, berbat da bir espri anlayışı ithakiyayınları ne yapmayı düşünüyor?”

Çağla: “Yaratıcı olduğunu zannedip, Virginia Woolf’u yerin dibine sokarak bir tanıtım metni yazmış İthaki Yayınları.”

Sibel Oral: “Çok ilginç bir biyografi metni. Odalarda ışıksız Virginia Woolf. Klasikler serisinden İthaki Yayınları baskısı.”

Sinem Sal: “Gerçekten yazıklar olsun! Gerçek olmamalı.”

Şebnem İşigüzel: “Fena. İthaki Yayınları Virginia Woolf’a bunu reva görmüş. Yazar için böyle bir biyografi “icat etmek” çok çirkin. “

Yayınevinden gelen açıklama

Virginia Woolf biyografisine tepki yağması üzerine İthaki Yayınları’ndan şu açıklama yapıldı:

“Öncelikle, adeta bir linçe dönüşen bu tepkiler için oldukça yalın bulunabilecek cevaplarla karşılaşacağınızı söyleyebiliriz. 2013 yılında İthaki Yayınları’nda Dünya Klasikleri dizisini hazırlamaya başladığımızda önümüzdeki ilk metin Jack London’ın Suikast Bürosu isimli kitabıydı. Metin üzerindeki çalışmalarımız bittiğinde, editör arkadaşlar olarak kendi aramızda baş tarafa bir biyografi de koymamız gerekip gerekmediğini sorduk. Teamül gereği koyulabileceğini düşündük. Ancak herhangi bir yazar hakkında özellikle web üzerinden standart her türlü bilgiye –uzun ya da kısa- rahatlıkla ulaşılabileceğini düşünerek, daha farklı, renkli bir üslup kullanabileceğimiz, birkaç satırlık kısa biyografiler kaleme almayı kararlaştırdık. Bu kısa biyografiler aynı zamanda, Dünya Klasikleri başlığıyla bir kontrast da yaratabilecekti. Çıkış hikâyesi kısaca böyle.

Tepkiler insafsız

Yazıları, diziyi yöneten editör arkadaşlar olarak çoğu zaman ortak kaleme alıyoruz. Yayınevinin bu doğrultuda herhangi bir talebi, beklentisi vs. olmuyor tabii ki.

Virginia Woolf biyografisi, aslında ilk olarak 2014 yılında –hafif farklılıklarla- Jacob’ın Odası’nın başında da yer almıştı. Herhangi bir yazardan birden fazla metin yayımladığımızda, metne göre çok küçük oynamalar yapıp, kalan kısmı sabit tuttuğumuz fark edilecektir.

Takip edebildiğimiz kadarıyla dün geceden beri ve bugün, bu saate kadar daha da ağırlıklı olarak, oldukça sert ve açıkçası insafsız bulduğumuz tepkiler aldık. Bu yüzden de, bu metinlerin daha iyi anlaşılması için burada –tekrarlar dâhil- hepsini yayınlamayı uygun gördük.

Okur görüşlerine büyük bir saygımız olduğunu söylemeye sanırız gerek yok. Ancak eleştiriler bir çeşit lince dönüşünce üzüldüğümüzü de söyleyebiliriz. Özellikle Virginia Woolf bağlamında sert eleştiriler geldi. Şu kadarını söyleyelim ki, “sevmediğimiz, hor gördüğümüz vs.” bir yazarın iki kitabını yayımlamış olsaydık bu tuhaf bir manzara olurdu. Fırsat bulduğumuz takdirde diğer eserlerini de yayımlamak istediğimizi eklemeye de gerek yok.

Maksadın ötesine geçildi 

Metinlerin hepsi okunduğu takdirde, üslup ve dil ile ilgili durum daha net anlaşılacaktır. Ancak şu ya da bu örnekte gözlemlenen ve bizim de gelen eleştiriler aracılığıyla fark ettiğimiz maksadını aşan eril dilden ötürü okurlardan özür dileriz. Yine de tamamı itibariyle bakıldığında bu kadar sert, kimi zaman yaralayıcı ifadelere gerek olmadığının anlaşılacağına dair bir beklentimiz olduğunu da saklamayacağız.” 

Ancak yayınevinin özrü okuyucuları tatmin etmedi. Yeryüzü Kadınları’nın Twitter’da paylaştığı fotoğraflarda, yayınevinin Bahariye’deki bürosunun basılıp ‘Virginia uyandı’ yazıldığı görüldü.

Virginia Woolf biyografisi

Yayınevinin hazırladığı bazı ‘ters köşe’ biyografiler şöyle:

Âdem ile Havva’nın Güncesi – Mark Twain; Samuel Langhorne Clemens. Âdem’in oğullarından. Amerikan “sapığı”. En çok taktığı isim Mark Twain’dir. Sutyen kopçasını tek eliyle açabilen ilk insan olduğu rivayet edilir. Adem oğlu kızgın fırın Havva kızı mercimek. Mark’a göre bir İncil de ona ait.

Uykulu Kuytu Söylencesi – Washington Irving: Gotham’lı. Rip Van Winkle’ın kaderini paylaşsaydı, bugün hâlâ yayımlanıp okunduğunu görürdü. Az şey değil. Uykulu Kuytu ise başlı başına bir başsız süvari öyküsüdür. Başımızın üzerinde yeri olsa da kabak yine Ichabod’un başına patlamıştır. Az bile.

Sherlock Holmes – Korku Vadisi – Sir Arthur Conan Doyle:İşsiz doktor, iktidarsız politikacı, korkusuz yazar. Sörlüğünden mütevellit, haza bir beyefendi. Perilere inanan biri olarak yazdığı rasyonalist öykülerle oksimoron tabirini fazlasıyla hak etmiştir. Korku Vadisi dördüncü ve son Sherlock romanı. Watson bu dünya…

Yararsız Bir Adam – Maksim Gorki: Ana. Çocukluğum. Benim Üniversitelerim. Ekmeğimi Kazanırken. Lenin üzerinden.

Yatak Odasında Felsefe – Marquis de Sade: Fransız soylusu. Felsefe yapmaya soyundu. Bir daha giyinmedi. Soyadı bir felsefe oldu. Yatacak yeri yok. Ama olsun, o işini ayakta da görür.

İvan İlyiç’in Ölümü – Lev Tolstoy: Çalışkan öğrenci, gönüllü asker, çileci yazar, küskün insan. Varsıllara doğdu, yoksullara katıldı ve servetini dağıttı. Dindar oldu, dinden oldu.

Katip Bartleby – Benito Cereno – Herman Melville: Yazmamayı tercih ederiz.

Öteki – Fyodor Mihayloviç Dostoyevski: Gogol’un paltosundan çıktı. Gogol’u cebinden çıkarır. Öteki, bütün Dostoyevski romanlarının anahtarı sayılabilir.

Satranç – Stefan Zweig: Satrancın intihar komandosu, terceme-i hâl yazarı, Amok koşucusu. Hiçbir şeyden çekmedi dünyada, Nazilerden çektiği kadar. Yazık oldu Zweig Efendi’ye…

Suikast Bürosu – Jack London: Maceraperest-yazar. Bir müddet John Barleycorn kimliğiyle de yaşadı. İntihal ettiği iddia ediliyor: Şüyuu vukuundan beter. İntihar ettiği kabul ediliyor: Şüyuu vukuundan evla. Suikast Bürosu, birçok açıdan ilham verici bir kitap olabilir.

Yavuz Rençberler
Yavuz Rençberler
724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.