Emin Alper’in Kız Kardeşler filmi neden izlenmeli

Jale Şen
Bir yanda beyaz perde öbür yanda siyah ekran. Gelsin filmler, gitsin diziler. Onun için hayat kameranın önünde yaşanır. Hayatın sahnesi kameranın önünde kurulur. O yaşananları da keyfince yazar, eleştirir, beğenir, beğenmez… İletişim: jaleshen@gmail.com
02.07.2019
A+
A-

Emin Alper’in bol ödüllü filmi Kız Kardeşler’i izledim. Bu filmi listenize ekleyin. Neden mi?

Emin Alper’in Kız Kardeşler filimi neden izlenmeli? Emin Alper’den yeni bir film, Abluka ve Tepenin Ardı’ndan sonra Kız Kardeşler…

Bir köy yolundan ilerleyen taksinin içinde, arka koltukta ağlayan Havva’yla başlıyor film.

Sonrasında ekranda “üç kız kardeşin hikayesi” yazısı beliriyor.

Ufak, derme çatma bir köy evi, Havva babasına Necati bey tarafından teslim ediliyor ve hikaye de bundan sonra başlıyor.

Emin Alper’in Kız Kardeşler filmi neden izlenmeli? 

Bizim için yeni başlayan hikaye, üç kız kardeş Havva, Nurhan ve Reyhan içinse, içine düştükleri kuyudan tırmanıp da tam yukarıya ulaşmışken, adı “yoksulluk ve çaresizlik” olan o aynı kuyunun dibine itildikleri bir kabus…

Fakirlikleri yüzünden hem evden bir boğaz eksilsin hem de hayatları kurtulsun diyerek babaları tarafından, şehirde oturan tanıdıklarının yanına, ailenin çocuklarına bakmak için verilen ve türlü sebepler yüzünden köye geri dönmek zorunda kalan üç kız kardeş…

Üç beş haneden oluşmuş köyde, fakirliğin ve çaresizliğin, çare ararken kurtarıcı gibi görülenden medet ummanın, daha iyi bir yaşam için insanların nelere mecbur kaldığının buruk tadını hissediyor insan ekrana bakarken.

Veysel’in hikayesi de öne çıkıyor

Üç kız kardeşin “bir” görünen hikayesinde aslında kendilerine ait ayrı ayrı acıları, ayrı ayrı çaresizlikleri ve çırpınışlarına şahit oluyoruz. Kızlara ve babanın fakirlikten gelen mecburiyetine üzülürken, bir anda, Reyhan’nın “yarım akıllı” diye bellenmiş kocası Veysel’e, onun acıklı hikayesine odaklanıyorsunuz.

Veysel’de, “görünenin altında yatanın” aslında bambaşka birşey olduğunun hem “sessizce, sinsice ve hem de çok çarpıcı” biçimiyle öyle bir farkına varıyorsunuz ki neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz.

“Kimsenin görmediği” Veysel’i fark etmenin şaşkınlığını yaşarken bir yandan da içinde oldukları yoksunluktan kaçmaya çalışan kız kardeşlerden çok Veysel’e acımaya başlıyorsunuz.

Emin Alper Kız Kardeşler’le, fakirliğin ve çaresizliğin, çare aramanın insana ne yaptığını, o insanların yaralarını kanata kanata gösteriyor bizlere.

Filmi anlamak için debelenmiyorsunuz 

Tek bir hikaye üzerinden tüm karakterlerin kendi sahiciliğini öyle derli toplu, öyle gerçek dilde anlatmış ki “esasta söylemek istediğini” anlamak için debelenmiyorsunuz.

“Görüneni de görünmeyeni” de izliyor ve anlıyorsunuz.

“Burda ne demek istemiş şimdi” diye uzun uzun düşünmenize gerek kalmadan, karşınızda izlediğiniz ekranda ne var ise her şeyi tüm çıplaklığıyla görüyor, hissediyor ve öğreniyorsunuz.

Bir yönetmen olarak Emin Alper, biz sinema izleyicisinin basitçe istediği şey olan “ne demek istiyorsan öylece söyleyi” çok iyi işlemiş.

İçten ve yalın anlatımıyla, samimi, sıcak sahne çekimleriyle ve cidden iyi oyuncu seçimleriyle Kız Kardeşler izlenesi bir iş olmuş.

Kayhan Açıkgöz başarılı

Özellikle Veysel’i canlandıran Kayhan Açıkgöz’ü fazlasıyla başarılı buldum. Gerçekten çok iyi oyunculuk sergilemiş. Kız kardeşleri canlandıran kadın oyuncular Cemre Ebuzziya, özellikle Ece Yüksel Ve Helin Kandemir de iyi iş çıkartmışlar.

Dünya prömiyerini 69.Berlin Film Festivali’nde yapmış olan, 38. İstanbul Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Özgün Müzik ödüllerini ve ayrıca FIBRESCI Ödülü’nü de almış olan, senaryosunun da Emin Alper’e ait olduğu Kız Kardeşler’i listenize ekleyin.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.