Naim filmi su gibi akıyor

Jale Şen
Bir yanda beyaz perde öbür yanda siyah ekran. Gelsin filmler, gitsin diziler. Onun için hayat kameranın önünde yaşanır. Hayatın sahnesi kameranın önünde kurulur. O yaşananları da keyfince yazar, eleştirir, beğenir, beğenmez… İletişim: jaleshen@gmail.com
16.12.2019
A+
A-

Naim Süleymanoğlu’nun maceralı hayatının anlatıldığı film Naim vizyonda… azmiyle ve cesaretiyle bir halkın kaderini nasıl değiştirebileceğine tanıklık etmek ve ortaya çıkmış cidden iyi bir işi göğsünüz kabara kabara izlemek isterseniz, bu filmi hala hazır vizyondayken izleyin.

“Bıraktım geldim evimi geride, adımı aldılar kan karıştı terime, demişti anam bana buz da olsan erime, kaldırdım dünyayı dertlerimin yerine.”

Bıraktı geldi evini ve kaldırdı dünyayı dertlerinin yerine O, hırsla, azimle ve inançla. Küçük Dev Adam Naim, Naim Süleymanoğlu. Kırdığı her rekorla biliyordu ki sesi ulaşacak duymayan kulaklara, her kaldırdığı halterle biliyordu ki o ağırlığın altında ezilmeyecekti, ezilmeyeceklerdi.

Naim filmini vizyondayken izlemenizi öneriyorum.

Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu

Yapımcılığını Ayla ve Müslüm filmlerinin yapımcısı da olan Mustafa Uslu’nun yaptığı, senaryosunu Barış Pirhasan’ın ve yönetmenliğini Özer Feyzioğlu’nun yaptığı Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu filmi tam bir sinema şöleni olmuş.

Naim Süleymanoğlu’nun kardeşi Muharrem Süleymanoğlu’nun yazdığı  ”Kardeşim Cep Herkülü” kitabından yola çıkılarak çekilen filmde Naim’i canlandıran isim Hayat Van Eck. Hayat’ı daha önce Onur Saylak’ın Daha’sında Ahmet Mümtaz Taylan’la oynarken izlemiş ve oyunculuğunu çok iyi bulmuştum.

Naim’de de Hayat’ı değil Naim’i izler gibiydik, gerçekten de perdede parlıyordu!

Diğer oyuncularsa Naim’in babası Süleyman Süleymanoğlu karakterine can veren Yetkin Dikinciler, annesi rolünde Hatice Süleymanoğlu karakteriyle Selen Öztürk, antrenörü rolünde Gürkan Uygun, benim çok sevdiğim isimlerden biri İsmail Hacıoğlu, Bahtiyar Engin ve Levent Ülgen gibi isimler eşlik ediyor.

Oyuncu seçimleri çok iyi yapılmış filmin. Herkes ayrı ayrı cidden şahane. Dönem filmi olduğundan o dönemde kullanılan araç gereçlere dikkat edilmesi gerekir, bunlar da çok iyi seçilmişti.

Görüntü yönetmenliğinin, renklerin ve ışık kullanımının yerinde ve çok iyi olduğu filmin müzikleri de çok iyi seçilmişti. Fahir Atakoğlu’nun yaptığı müziklerle birlikte Eypio’nun Naim adlı rap parçası ve Fazıl Say’ın İnsan İnsan parçası yer alıyor filmde.

Film su gibi akıyor

Fimde, Naim’in Bulgaristan günlerinden Seul Olimpiyatları’na kadar uzanan hayat hikayesini izliyoruz.

Ama sanıldığı gibi film, Naim’in yalnızca ”halterci” tarafına odaklı değil. Halterle birlikte sporcu kimliğini tüm dünyaya duyurmasının yanında başardığı başka bir şey var Naim’in.

1984 yılında Bulgar Hükümeti’nin lideri Jivkov’un, Hitler’in Yahudiler’e yaptığının neredeyse aynını yaptığı Bulgar zulmünü dünyaya duyuran isimdir Naim!

Müslüman Türklerinin kökünü kazımak için isimlerini değiştirmekle başlayan ve sonrasında da ülkeden zorla sürülen insanların yaşadıklarıdır bu film aynı zamanda.

Yoğun bir şekilde baskı uygulanan Türk azınlıktan isimlerini değiştirmeleri istenirken sünnetli olmanın bile suç sayıldığı, ibadetin ve Türkçe konuşmanın yasaklandığı ülkede müslümanların Bulgarlaşması için sürekli artan şiddette baskı uygulanan insanların hikayesidir bu film.

Ve Naim her halterini kaldırdığında aslında kendi insanının sesi olmuştur. Kendi insanının gururu ve ışığı olmuştur. Yaşanan zulme Naim” yol olmuştur, ses olmuştur.”

Onun sayesinde dünya bu insanlık suçunu öğrenmiş, duymuş ve kulak asmıştır.

Naim filmini izlerken her şeye tanık olmak yani Naim’in halterdeki başarısına ve onun bu başarıyla birlikte azimle neleri değiştirdiğine şahitlik etmek insana ayrı bir zevk veriyor. Ve bunların tümü filmde öyle güzel öyle yerli yerinde işlenmiş, oyuncular da tüm bunlara öyle güzel eşlik etmişler ki izlerken hiç bir sahnede absürdlük, hiç bir sahnede olmamışlık hissetmiyor insan.

Film öyle güzel akıyor ki, su gibi…

Zaman olarak uzun diyebileceğimiz 2 saat 21 dakikalık filmde, tek bir yerinde dahi sıkılmadım. Tek bir sahnesinde dahi ”bu neden böyle olmuş” demedim. Duygulandım, ağladım, coştum, kızdım, üzüldüm ve hırslandım.

Ucundan kıyısından biraz bilgi sahibi olduğum o dönemle ilgili böylesi bir filmi izlemek, beni de o yıllarda Bulgaristan’dan kaçıp bizim yaşadığımız mahalleye taşınan aileyi yeniden anımsamama ama bu defa konuyla ilgili olarak o zamanlar yapmadığım şeye ”düşünmeye ve durumla ilgili okumaya” sevk etti.

Bu tür filmlerin diğer güzel ve etkileyici yanı da bu olsa gerek…

Bir insanın kendi başarısıyla kalmayıp bununla daha nelere sebep olabileceğine, azmiyle ve cesaretiyle bir halkın kaderini nasıl değiştirebileceğine tanıklık etmek ve ortaya çıkmış cidden iyi bir işi göğsünüz kabara kabara izlemek isterseniz, bu filmi hala hazır vizyondayken izleyin.

ETİKETLER:
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.