Orhan Pamuk Atatürk suçlamasında kendisini nasıl savunacak?

Veba Geceleri romanında Orhan Pamuk Atatürk ile alay mı etti. Gündemdeki bu tartışmanın başlangıcı ve Orhan Pamuk’un savunması ne? İhsan Yılmaz Hürriyet’teki köşesinde yazdı…

Orhan Pamuk Atatürk suçlamasında kendisini nasıl savunacak?

Orhan Pamuk Atatürk suçlamasında kendisini nasıl savunacak? Orhan Pamuk ‘Veba Geceleri’ romanında ‘Atatürk’le alay ediyor’ iddiası güçlü ifadelerde gündeme getirildi. O satırlarla Orhan Pamuk Atatürk ile alay mı ediyordu… Gündeme bomba gibi düşen bir tartışmada Orhan Pamuk kendisini nasıl savunacak? 

Hürriyet kültür sanat editörü ve yazarı İhsan Yılmaz köşesine bugün bu tartışmayı taşıdı. İhsan Yılmaz “Kemal Tahir savunması Pamuk’u kurtarır mı” diye sordu. 

Orhan Pamuk Veba Geceleri’nde Atatürk ile alay ediyor, iddiası ilk kez Odatv internet sitesinde yer aldı. Ardından da tartışma alevlendi. İhsan Yılmaz köşesinde tartışmanın başlangıcını ve Orhan Pamuk’un geçtiğimiz haftalarda kendisine verdiği röportajdan bir bölümü alıntılayarak yazdı.

İhsan Yılmaz’ın o yazısı şöyle: 

Kemal Tahir savunması Pamuk’u kurtarır mı? 

İddianın sahibi Oda TV internet sitesinin konuk yazarı Seda Kaynar. ‘Orhan Pamuk, Atatürk ile dalga geçiyor’ başlıklı yazısında “Veba Geceleri’ni okuyan biri birkaç sayfa sonra romanın asıl amacını, bütün kurgunun ardındaki belki sipariş üzerine tasarlanmış konuyu, sarakayı, zekâmızı hiçe sayan ama başarılı olamayan gizli mizahı keşfeder” diyerek soruyor:

“Neden Nobel almış bir Türk yazarı o ülkenin içinde bulunduğu durumu es geçip, fikirleri ile gerçek kurtuluş çaresi olan bir büyük insanın, Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasına böyle edebi bir saldırı düzenler?

Onun heykellerini yıkan meczuplara yazarın kendi yüksek seviyesinden yollanan bir onay değil de nedir bu?”

Kaynar yazısında, romanda anlatılan olayların gerçekte hangi tarihi olaya ve kişilere gönderme yaptığını, denk geldiğini sıraladıktan sonra bunun bir sipariş roman olabileceğini söylüyor.

O da karga kovalamış

1901 yılında Minger adasına Veba salgınını önlemek için gönderilir Doktor Nuri ve eşi 5. Murat’ın kızı Pakize Sultan’la onlara eşlik eden Kolağası Kâmil. Adada salgınla mücadele zamanla bir ulus devletin kurulmasına kadar gider. Romanda anlatılan tarih Osmanlı’nın son dönemi ve ulus devletlerin ortaya çıkışına denk geliyor. Zaman kaydırılmış olsa da tarihi olaylarda ve isimlerde çakışmalar dikkat çekiyor. Kolağası Kâmil’le Mustafa Kemal’in ortak özellikleri gibi… 

Seda Kaynar romandaki bu benzerlikleri şöyle anlatıyor:

“Yunan savaşından başka savaş görmemiş, tek madalyası olan, askeri okulu derece ile bitirmiş, annesinin ikinci evliliğinden dolayı ona kırgın, ince bıyıklarını yukarı doğru tarayan yakışıklı genç subay. Romanda onun için şu satırlar da var: ‘Genç subayın o anda tarihin kendisine vereceği büyük rolü o sırada aklından geçirmediği…’

Kolağası Kâmil’in evinin bahçesinde çocuk iken kargaları kovaladığı da araya sıkıştırılmıştır. Hâlâ anlamayanlar için. Vebanın korkunç boyutlara geldiği bir gün Kolağası Kâmil postaneyi basar, bütün telgraf sistemine el koyar. Ve daha sonra bir Rum bir eczacının amblemini taşıyan komik bir bayrağı sallayarak Komutan Kâmil olur, daha sonra da Cumhurbaşkanıdır artık.”

Minger’in veba kadar emperyalist güçlere karşı bağımsızlık savaşı, Kolağası Kâmil’in önderliğinde Cumhuriyeti ilan etmesiyle sınırlı kalmıyor benzerlikler. Padişah tarafından bir gemiyle Minger’e gönderilmesi, postane baskını sonrası çekilen fotoğraflarla yeni bir ulus tarihin yaratılması, o günün bayram olarak kutlanması, Kolağası Kâmil’in ölümünden sonra başkent Arkaz’ın her yanından görünen anıt mezarın yapılması gibi pek çok ortak nokta bulmak mümkün.

‘Yeni bir tarih görüşü anlatmak edebiyat programında yok’ demişti 

Peki bu benzerlikleri Orhan Pamuk niye kullanmıştı romanında? Amacı neydi?

Bu sorunun cevabını Hürriyet’te yayımlanan röportajımızda şöyle vermişti Orhan Pamuk: “Evet, kitabımda ulus devletlerin oluşumu var. Bunu daha önce ‘Veba Geceleri’ni okuyanlar da bana söylediler. Evet, alegorik bir yanı var ama anlatılan bir tek Türkiye Cumhuriyeti devletinin hikâyesi değil. Oradaki ulusal devletin kuruluşu bize biraz benziyor, biraz da benzemiyor… Osmanlı devletinin küllerinin içinden son 90 yılda irili ufaklı pek çok ulusal devlet kuruldu. Arnavutluk en son kurulanı. Unutmayalım, ulusal devletlerin kuruluşunda sömürge karşıtı bir kahraman çıkar ve birbirine benzer şeyler yaşanır. Bu birbirine benzer şeylerin ortalaması benim yazdığım.”

Bu cevap Orhan Pamuk’un romanında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü isim vermeden mizahi bir şekilde küçümsediğini düşünenlere ne kadar inandırıcı gelir bilemiyorum. Kemal Tahir’in romancılığını çok sevdiğini söyleyen Pamuk “Ama kumpas araştırmak, tarihte bir sır bulmak ya da yeni bir tarih görüşü anlatmak benim edebiyat programımda yok” demişti.

Romanlarında resmi tarihe karşı tezler savunan Kemal Tahir’e yazdıklarının ne kadar gerçek olduğunu sorduklarında “Evet, gerçek ama roman gerçeği” cevabını vermişti.

Bakalım bu cevap Orhan Pamuk’un üzerini veba perdesiyle örttüğü tarihi romanını koruyabilecek mi?

Orhan Pamuk Atatürk ile alay mı ediyor?

Cem Cengiz Yarar
Cem Cengiz Yarar
Dededen kalma 1500 kitaplı evde doğduktan sonra, yolunu haliyle bulması kolay olmuş. Kitapların izinde, sinema, resim, tiyatro alanında yazılar yazıyor. Senaryo çalışmaları bulunuyor. En çok sevdiği şey buradan okurlarla paylaşımda bulunmak.
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.