Mine Soysal’dan çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandıracak öneriler

27.07.2017
A+
A-

Günışığı Kitaplığı’nın genel yayın yönetmeni, yazar Mine Soysal çocuk yayıncılığı ve ebeveynlerin çocuklarına okuma alışkanlığı kazandırmak için nasıl bir yol izlemesi gerektiği konularında Hürriyet’ten Erkan Aktuğ’un sorularını yanıtladı.

İşte Mine Soysal’ın çocuk yayıncılığı ve çocukların kitap okuma alışkanlığı için yaptığı o söyleşi…

Günışığı Kitaplığı’nın tüm kitaplarını ‘ayın kitabı’ seçen Uluslararası PEN Türkiye Merkezi açıklamasında “O kitapları tüm çocuklarımız okuyabilse, Türkiye’miz farklı olur” ifadesine yer vermişti. İyi kitaplar okuyan çocuklar büyüdüklerinde Türkiye daha güzel bir yer olur mu, ne dersiniz?

Kesinlikle bambaşka bir ülke olur! Bu, her gecenin bir sabahı olacağını bilmek gibi çok açık. Türkiye’de çocuk ya da genç olmak, yetişkin olmaktan daha zor. Çünkü onlar, daha yolun başındalar. Henüz yaşam deneyimi biriktirmemişken, hem fiziksel ve ruhsal bir dönüşümle baş etmeye çabalıyor, hem de hayatın türlü güçlükleriyle cebelleşiyorlar. Üstelik, gitgide vahşileşen şiddet ve korku ortamında ezici bir gelecek endişesi içindeler. Kitaplar, eğitim süreçlerinde ve aile yaşamlarında belki de gerçek anlamda elde edebildikleri tek özgürlük alanı olabiliyor. Hepimiz gibi onların da edebiyat okumalarının sunduğu sessizliklere, tehlikelerden koruyan güven duygusuna muhtaçlığı büyük. Edebiyat kitapları, çocukluk ve gençliğin görünmez tersaneleri gibi. Kendimizi o tersanenin kızaklarında insan yapıyor, onarıyor, vicdanımızı her kitapta yeniden diriltiyoruz. Bu nedenle, edebiyatla erken çağlarında buluşan insanlar çabuk olgunlaşıyor. Daha sakin davranabilen, daha derin düşünen, hayaller yelpazesi kocaman, nazik, hoşgörülü, iyi insanlar olabiliyorlar.

Bilgisayar oyunlarının ve artık her an ulaşılabilen çizgi filmlerin tüm cezbediciliğine karşın çocukların eskisine göre daha çok okuduğu söyleniyor. Bu konuda elimizde sağlıklı veri yok malesef. Siz nasıl görüyorsunuz, çocuklar anne-babalarından daha mı çok okuyor?
Cümleyi şöyle de kurabiliriz: Çocuklar, büyüklerine “rağmen” okumaya daha çok hevesli. Özellikle okulöncesi ve ilkokul çağındaki çocukların ellerine geçeni karıştırma, okuma isteği göz kamaştırıcı. Ancak ortaokul yıllarında, hem ergenliğin olağan iniş çıkışları, hem de yetişkin dünyanın dayatmalarıyla işler fena halde karışıyor. Gerek TEOG tufanı, gerekse üniversite sınavı stresiyle en güzel ilkgençlik yılları korkunç bir kıskaçta sürüyor. Kitap okumaya zaman bulamıyor, yaratamıyorlar. Zaten onlardan beklenen de her an test çözmeleri. Böylelikle ellerinde sadece dijital mecralar kalıyor. Dijitalde sürekli bir tarama, okuma halindeler. Ancak bunda da edebiyatın payına düşen dilim çok küçük.

Gerçekten de çocuk kitabı yayıncılığı büyük bir sorumluluk gerektiriyor; zira klasik deyimle ‘Ağaç yaşken eğiliyor’. Yayımladığınız kitapları belirlerken temel kriterler neler? Nasıl bir yol izliyorsunuz seçerken?
Çocuklar ve gençler için yazmak da, kitaplaştırmak da zor bir iş. Değişik yaşların anlam evrenini zenginleştiren, merak uyandırıcı, okuma hevesi yaratan kitaplar yazmak ve yayımlamak adanmışlık, titiz bir emek ve uzmanlık gerektiriyor. Dolayısıyla metnin yaratıcı bir yazar tarafından kurgulanmış, özgün bir dil ve anlatımla kaleme alınmış olması öncelikle çok önemli. Metnin hangi yaş grubu için kitaplaşacağını belirlemek de ayrı bir konu. Editör, yazma sürecinden resimlemeye, çeviriden grafik tasarıma kadar kitabın her aşamasında, hedef okur grubunun dil, anlam ve duygu ihtiyacına uygun hazırlanmasını sağlamak zorunda. Günışığı Kitaplığı’nın dünya ve ülkemiz edebiyatından 20 yılda oluşturduğu çağdaş koleksiyonlar, bu edebiyat dalının her yaştan insanı ortak okumalarda birleştirebildiğini örnekliyor.

Günümüz ebeveynleri çocuklarının üzerine titriyor, iyi bir eğitim ve kültürel altyapı edinmeleri için elinden geleni yapıyor. Sizce ebeveynler çocuklarına okuma alışkanlığı kazandırmak için nasıl bir yol izlemeli?
Ebeveyn de edebiyat okuru olabilmeli. Kitaplarla ilgilenmeli, farklı türlerde okumalara önce kendileri heves etmeli, kitapçılara ve kütüphanelere gitmeli, edebiyat sohbetlerine katılmalı, dijital kültür sanat platformlarını, entelektüel blogları, gazetelerin kitap eklerini, edebiyat dergilerini takip etmeli. Ailenin sohbetlerine, şakalarına, sofrasına sinen hikâyeler, karakterler, olaylar, metaforlar, mekânlar, çocukların daha çok kitabı merak etmesi için doğal bir kaldıraç işlevi görüyor. Bu olağan sorumluluk, öğretmen, kütüphaneci, kitapçı ve medya çalışanı için de geçerli.

Ebeveynler eskiden çocukları çizgi romandan uzak tutmaya çalışıyordu, şimdi ise bilgisayar oyunlarından, tabletlerden… Bu doğru bir yaklaşım mı sizce?
Bu soruya iki açıdan cevap vermeliyim: İlki; yetişkinler hâlâ çocukları çizgi romanlardan uzak tutmaya çalışıyor. Durum değişmedi. Edebiyat okurluğu, kitapla yalnız kalabilme, bir süreliğine gerçek dünyadan soyutlanıp kurmaca dünyasında tek başına kaybolma cesaretini ister. Oysa yetişkinlerin çoğunlukla tukaka ettiği çizgi romanlar, fantastik, bilimkurgu ve polisiye, edebiyata yakınlaşmayı kolaylayan, okuru yüreklendiren kitaplardır. Zekice kurgulanmış maceralara kapılıp giden insan, kitapla vakit geçirmeye alışırken, yeni okumalara yelken açma gücünü de biriktirir. Zamanla has edebiyatın okuru olmak kolay değildir, ciddi bir çaba gerektirir. İkincisi; yetişkinler, çocukların nasıl bir gelecek kuracağına kafa yormadan, kendileri gibi yaşayacağını sanıyor. Baş döndürücü bir hızla gelişen iletişim ve bilgi teknolojilerinin içine doğanları dijital araçlardan asla uzak tutamayacağımız açık. Üstelik bu yanlış bir beklenti de. Kitaplarla dijital araçlar rakip değiller; tam tersine, birbirine paralel işleyen yepyeni düşünsel ortamlar sunuyorlar.

Günışığı Kitaplığı, 20 yılı geride bıraktı… Halk kütüphaneleri, çocuk kütüphaneleri, belediye ve okul kütüphanelerinin yararlanabileceği bazı projeleriniz var. Biraz bahseder misiniz, kitaba ulaşamayan çocuklar için neler yapıyorsunuz?
Çağdaş çocuk ve gençlik edebiyatının, okurları adına belirleyici olan yetişkinlerce anlaşılması, okunması elbette çok önemli. Edebiyat okurunun az olduğu ülkemizde, çocuk edebiyatı kitaplarının ille de eğitsel bir işlev üstlenmesi gerektiğine inanan önyargılı bir eğitim sistemi ve toplumsal tutum hakim. Günışığı Kitaplığı bunun için 2010’dan bu yana farklı hedef kitlelere yönelik sürdürülebilir projeleri hayata geçirdi. Öğretmenler ve kütüphaneciler için başlattığımız Eğitimde Edebiyat Seminerleri’nin onuncusunu 4 Mart 2017’de FMV Işık Ortaokulu’nun ev sahipliğinde düzenleyeceğiz. Edebiyata ve kitaplara emek veren bütün kesimleri bir araya getiren ülkemizin tek yıllık yayıncılık konferansı olan Zeynep Cemali Edebiyat Günü yedinci yılında yine Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşecek. Seminer ve konferansların tüm içeriğini 6 aylık ücretsiz e-dergimiz Keçi’de (keciedebiyat.com) yayımlıyoruz. Halk Kütüphaneleri Bölge Seminerleri’ne içerik desteği veriyor; çocuk kütüphaneleri için çağdaş bir sınıflandırma sistemi sunan “Aradığım Kitap Nerede?” içeriğini sağlıyoruz. Kütüphanelere bütün kitaplarımız için on-line kataloglama hizmetini sunuyoruz. Ve çocuklar! 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri için sürdürdüğümüz Zeynep Cemali Öykü Yarışması da yedinci yılında. Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm yurtta duyurduğu yarışma, gençleri edebiyata yakınlaştırmada önemli bir rol üstleniyor, geleceğin yazarlarını müjdeliyor.

MİNE SOYSAL’DAN ÇOCUKLARA ÖNERİLER

1-3 yaş, 3-5 yaş, 5-8 ve 8-12 yaşlar için üçer kitap önerseniz bunlar hangileri olurdu?
1-3 yaş için; Behiç Ak’ın ‘Doğum Günü Armağanı’, Rocio Bonilla’nın ‘Öpücük Ne Renktir?’ ve İrem Uşar, Merve Atılgan ikilisinin ‘Uykusunu Arayan Çocuk’ kitaplarını öneririm. 3-5 yaş için ilk aklıma gelenler; Feridun Oral’ın ‘Bu Kış Kimse Üşümeyecek’, Susan Verde ve Peter H. Reynolds ikilisinin ‘Müze’ ve Behiç Ak’ın ‘Yüksek Tansiyonlu Çınar Ağacı’ kitapları. 5-8 yaş için; Ursula K. Le Guin’in dört kitaplık ‘Kanatlı Kediler Masalı’ dizisi, Müge İplikçi’nin ‘Uçan Salı’ kitabı, Behiç Ak’tan 10 kitaplık ‘Gülümseten Öyküler’dizisi vazgeçilmezlerim. 8-12 yaş içinse Behçet Çelik’in ‘Çantasızlar Kampı’, Zeynep Cemali’nin ‘Ballı Çörek Kafeteryası’ romanları ve ‘Çıtır Çıtır Felsefe’ dizisinin bütün kitapları önceliklerim arasında.

12 yaş üstü çocuklara okumaları için 5 klasik önerseniz, hangileri olurdu?
Ferenc Molnar’dan ‘Pal Sokağı Çocukları’, David Almond’dan ‘Dünya Büyülü Bir Yer’, James Krüss’ten ‘Satılan Gülüş’, George Orwell’dan ‘Hayvan Çiftliği’ ve Sabahattin Ali’den ‘Kuyucaklı Yusuf’… Antoine de Saint-Exupéry’nin ‘Küçük Prens’i de gönlümden geçiyor elbette. Ama bu özel kitabın hakkını lise ve sonrasındaki okurların vereceğine inanıyorum.

Editör: Pelin Çite

Fatih Rençberler
Fatih Rençberler
Kitaplardaki ve filmlerdeki detaylara takılıyor. Detaylara bakmazsa kitap kapaksız, film sonu yokmuş gibi geliyor ona. Dünya edebiyatını yakından takip ediyor. İletişim: frencberler@gmail.com
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.