Assos’un sessizliği için Sunaba Otel

Sayım Çınar
Kitap dünyasının nabzını tutuyor. Yazar ajanı. Edebiyatımıza yeni yazarlar kazandırıyor. Aynı zamanda tam bir gezgin. Dünyayı gezmeyi, yeni kültürler tanımayı seviyor. Sinema, film festivallerinin vazgeçilmez isimlerinden. İletişim: sayimcinar@gmail.com

Herkesin tatil tercihi farklıdır. Sessizlik isteyenler için Assos, tarihi atmosferinin yanında keyifli otelleriyle de dikkat çeken bir belde. Sayım Çınar, Assos’taki Sunaba Otel’in işletmecisi Osman Gökpınar ile sohbet etti.

Sayım Çınar, Sunaba Otel işletmecisi Osman Gökpınar ile Assos’a ve Büyük Güzellik’e dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Sessizlik satıyoruz biz. Çok eğlencemiz yok.

Sayım Çınar – Sunaba Otel Assos’ta açılmış henüz 2. yılında olan bir otel. İsmi neden Sunaba Otel ve neden kasır ifadesini kullanıyorsunuz?

1530’da köyün ismi Hüsn-ü Kebir’miş. Büyük Güzellik anlamına geliyor. Son oba ya da Suna Abla kelimelerinden Sunaba olmuş. Uzun süre kullanılan ismi Sunaba, daha sonra Cumhuriyet’le birlikte, Büyükhusun (Büyük Güzellik) olmuş. Yukarıda bir kilise var Osmanlı’yla ilgili çok bir şey yok. Sarayın bir küçüğü anlamına geliyor. Binanın mimarisine uygun diye kasır koyduk.

Sayım Çınar – Köyün içinde çok büyük bir yapıda dikkat çekici bir taş otel burası. 25 odalı. Bu otelin faaliyete geçme sürecinden bahsedebilir misiniz?

94 yılında zengin bir adamken gariban oldum. Sessiz sakin yaşayacak bir yer olsun fikriyle başladı. 96 yılında ev için arsa aldım. Sonra anladım ki ben yaşlı da olsam pek fazla boş durabilecek biri değilim. Biraz araştırma yaptıktan sonra otele ihtiyacın olduğunu gördüm. Biz yapmaya karar verdiğimizde köye otel yapmanın prosedürleri uygun olmadı. Bizi durdurdular. Mücadele ettik. Dokuz yılın sonunda bitti. El işi ile yapılmış bir bina.

Sayım Çınar – Otelde en dikkat çekici detaylar, kapılar, pikaplar. Geçmişe bir özlem gibi değil mi?

Oteli yapıp bitirdik hadi eskici gezelim de aksesuar bakalım gibi bir şey değil. Bu benim yirmili yaşlarımda başlayan hobimdi. Aşağı yukarı otuz altı yıldır bunları topluyorum. Birlikte yaşamayı da çok seviyorum. İstanbul’daki iş yerimde 200 m2’de birlikte yaşıyorduk onlarla şimdi bina daha büyük. Pikap, radyo, bakır, peyzaj koleksiyonum var. Dört ayrı küçük küçük koleksiyonum var. Çok yeni bir şey değil uzun bir süredir benimle olan parçalar. 

Sayım Çınar – Normalde Kuzey Ege’de -Ege’nin diğer tarafları olsun Akdeniz olsun- farklı bir yaşam söz konusu. Kuzey Ege’yi sanki entelektüel kesim ve sessizliği arayanlar daha çok tercih ediyor. Diğer tatil bölgelerine gidince neler hissediyorsunuz?

Evet, doğru. Seçimimiz de buydu zaten. Sessizlik satıyoruz biz. Çok eğlencemiz yok. Dört mevsim açığız.

Sayım Çınar – Aslında eğlence var. Çünkü eğlence Türkçe’de “iyi vakit geçirmek” anlamına gelir. Bunu değiştirmişiz zamanla.

Doğru. O zaman gürültü bizde yok diye değiştireyim. Popüler kültür ikonları yok. Gelen misafirlerimizi izliyorum. Genelde iki günlüğüne kalacakları bir tatil gibi düşünüp bir kitapla geliyorlar. Bazen süre uzuyor dört gün kalmaya karar veriyorlar. İki kitap bitiriyorlar. Akşamları baykuş sesi olur bizde, biraz eşek sesi gelir. Bir de bizim köpeklerin sesi gelir. Sessiz, sakin, huzurlu bir yeriz.

“Beklentileri karşılıyoruz ama burası neden bizim değil sohbeti oluyor. Tarihle ilgili soruyorlar.”

Sayım Çınar – Midilli’nin tam karşısındayız. Gelen birçok konuğunuz oluyor. Buraya gelenlerin beklentilerini karşılayabiliyor musunuz?

Beklentileri karşılıyoruz ama burası neden bizim değil sohbeti oluyor. Tarihle ilgili soruyorlar. Ardından manzarayı merak ediyorlar. Gündüz ve akşamı. Deniz bize 1700 metre mesafede. Yaz dönemi denize götürüyoruz. Mezelerimiz, balıklarımız çok zengin. Memnun gönderiyoruz misafirlerimizi.

Büyükhusun Köyü’nde birtakım ünlü gazeteciler de yaşıyor değil mi? Banu Güven, Mehveş Evin,  Rauf Baysal gibi. Burada etkinlik yapmayı hiç düşündüler mi?

Bir ara denediler. Yedi sekiz yıl önce biz açık değildik. Organizasyonla, konaklamayla ilgili sıkıntı yaşadılar. Ayla Algan çocuklara etkinlik yapıyor. Başka bir beyefendi var, el sanatları ile ilgili bir şeyler yapıyorlar. İki tane dünyaca tanınan ressamımız var. Mehmet Güleryüz ve Edis Tezel. Mehmet Güleryüz’le köy evi gibi köy müzesi gibi bir şey yapmayı istiyoruz. Bakalım.

Sayım Çınar – İçinden Assos geçen kitaplar da var biliyorsunuz. Assos geçen kitapların yazarlarıyla birlikte burada etkinlik yapmayı düşünüyor musunuz?

Tabii, isteriz, çok arzu ederiz. 

Sayım Çınar – Siz bu oteli kazandırmak için uzun süre mücadele verdiniz. Sizi ayakta tutan şey ne oldu?

Bölgeyi çok seviyorum köyü de çok seviyorum. Hayvancılıkla ve zeytinle geçiniyorlar. Bazıları Rumlardan taş ustalığını öğrenmişler. Bir başka köyü de seçebilirdim. Ama birçok köyü inceledikten sonra buraya karar verdim. İnsanları çok güzel. Köy de bundan memnun. Eski atıl yerlerini düzeltmeye, pansiyon yapmaya başladılar. Güzel bir vesile oldu. Değerlendi ve kıymetlendi.

“Biz profesyonel bir turizmci değiliz. Evimize gelmişler gibi samimiyiz.”

Sayım Çınar – Peki dışarıdan gelecek birine Sunaba Oteli tercih etmeleri için beş tane sebep sayar mısınız?

Biz profesyonel bir turizmci değiliz. Evimize gelmişler gibi samimiyiz. Çok güzel bir köyde kafa rahatlığı olan bir yerde kalacaklar. Yemeklerle ilgili titizlikleri varsa Ege Mutfağı’nın lezzetlerini sunuyoruz. Çok lojistik bir noktadayız. Çanakkale’ye ulaşım çok rahat. Gezip görülebilecek yerler açısından da iyi bir konumdayız. Yakın mesafelere misafirlerimizi kendimiz götürüyoruz.

Sayım Çınar – On iki ay açık kalan bir otel burası. Kışın gelen misafirler olmaya başladı mı?

Tabii. Özellikle hafta sonu tatillerinde. Cuma-Pazar günlerinde misafirimiz çok oluyor. Özel günlerde çok oluyor. Balayı ve evlilik yıl dönümü için tercih eden misafirlerimiz de oluyor. Bazen çok yakın arkadaşlar 5 – 7 -10 oda tutarak grupça geliyorlar. Hafta sonlarını daha dolu geçiriyoruz. Şömine başı sohbetleri, şöminede kestane geceleri, şarap geceleri oluyor.

Sayım Çınar – Sizce Türkiye’de turizmin sıkıntıları neler? Bir işletmeci olarak neler düşünüyorsunuz?

Bölgede yabancı turist sayısı çok az. Daha çok yerli turist var. Yerli turist gezmeyi, yemeyi-içmeyi seviyor. Dalmaya gelen var, ava giden var. Sıkıntımız Assos markasının çok eski olmasına rağmen güncel, zinde tutulmaması. Desteklenmemesi. Daha ilgi alaka olabilir. Turizm Bakanlığından ya da valilikten destek istememiz gerekiyor. Tek başıma beni aşıyor ama mücadele ediyorum.

Sayım Çınar – Misafirleriniz otelinize en rahat şekilde nasıl gelebilirler?

Çanakkale’ye ya da Edremit’e uçakla gelebilirler. Her iki havalimanı da bize aynı mesafede. Çanakkale Havalimanı daha uygun. Trafik az oluyor. Turizm firmaları Küçükkuyu ya da Ayvacık’a kadar getiriyorlar. Araçsız gelen  misafirlerimizi biz zevkle karşılıyoruz.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.