Oğuz Atay’ın günlüğü hakkında bilinmeyenler

Sefa Kaplan’ın “Oğuz Atay Sözlüğü” adlı kitabı raflarda yerini aldı. Kitap yayımlanır yayımlanmaz edebiyat çevresinde ses getirdi. Oğuz Atay’ın kaybolan günlüğüne dair bölüm çok dikkat çekti…

Oğuz Atay’ın günlüğü hakkında bilinmeyenler merak ediliyor. Edebiyat dünyamızın mihenk taşlarından Oğuz Atay’ın günlüğü daha doğrusu kaybolan günlüğü merak uyandırmaya devam ediyor. Oğuz Atay’ın günlüğü nerede? Oğuz Atay’ın günlüğü kayboldu mu yoksa birinde duruyor ve ortaya çıkarılacağı günü mü bekliyor? 

Hürriyet gazetesi kültür sanat editörü İhsan Yılmaz köşesine bu ilgi çekici konuyu işleyen kitabı taşıdı… Sefa Kaplan’ın yeni kitabı ‘Oğuz Atay Sözlüğü’ raflarda yerini aldı. Kitap edebiyatseverlerin ilgisini çekti. İhsan Yılmaz kitapla ilgili “Oğuz Atay’ın günlüğü nasıl kayboldu?” başlıklı bir yazıyı okurlarıyla paylaştı… İşte o  yazı…

Oğuz Atay’ın günlüğü nasıl kayboldu? 

2014 yılında yayımlanan ‘Geleceği Elinden Alınan Adam’ adlı kitabında Oğuz Atay’ın biyografisini kaleme almıştı Safa Kaplan.
Bu kez Oğuz Atay kazısını daha da ileriye götürmüş. Holden Yayınları tarafından yayımlanan ‘Oğuz Atay Sözlüğü’nde Atay’a dair pek bilinmeyen ayrıntıları didik didik etmekle kalmıyor, yazarın yaşamını eserleri bağlamında yeniden yorumluyor.

İşte edebiyat dünyasında çok tartışılan ve kitapta yer alan ilginç maddelerden biri:

“Günlük’ün kaybı ve yeniden bulunuşu: Oğuz Atay’ı Yeniköy’deki evinde sık sık ziyaret eden Engin Ardıç, Barlas Özarıkça, Ayhan Aktar gibi genç hayranlarının ilk dikkatini çeken, kimi rivayetlere göre ortadaki sehpada, kimi rivayetlere göre çalışma masasında duran kahverengi plastik kaplı bir defterdi.

Oğuz Atay’ın bir süredir yazmakta olduğunu söylediği ‘Günlük’ bu muydu acaba?

Kimse emin değildi tabii ki, zaten emin olmanın da tek bir yolu vardı: Okumak!

Oğuz Atay’ın ölümünden sonra, evin balkonuna tırmanarak içeri girip kahverengi plastik kaplı defteri koltuğunun altına sıkıştırarak gözden kaybolan kişi veya kişilerin de yaptığı buydu aslında Olric!

Büyük ihtimalle, kendileri hakkında ne yazdığını merak etmişlerdi; küçük ihtimalle, Günlük’ün kaybolabileceğine dair bir endişe sürüklemişti onları böyle bir teşebbüse. Öyle ya da böyle, Günlük yıllarca ortalıkta görünmemişti işte.

Sonra birdenbire, nasıl olmuşsa olmuş, kahverengi kaplı plastik defter, bizim Gürsel Göncü’nün avuçlarında buluvermişti kendisini! Bereket Gürsel bencil davranmayacak, Cevat Çapan’la konuştuktan sonra, o sıralar Milliyet gazetesinde çalışmakta olan Ömer Madra ile Enis Batur’a teslim edecekti defteri.

Hemen arkasından da, Oğuz Atay’ın ölümünden tam yedi yıl sonra doğumunu müjdeleyen o ünlü dizi başlayacaktı Milliyet’te. Arkasından, Enis Batur, Özge Atay’la birlikte İletişim Yayınları’nın yayın yönetmeni Murat Belge’yi ziyaret edecek ve Oğuz Atay’ın bütün kitaplarının yeniden basılmasına karar verilecekti…”

Serdar Tunatürk
Serdar Tunatürk
Dil Tarih Coğrafya mezunudur. Türk hikayeciliği konusunda mikro tarih çalışmaları bulunmaktadır. Kültür sanat etkinlikleri, yazar buluşmaları, söyleşiler düzenlemektedir.
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.