Simge kavuk Şevket Çoruh’un kafasına

Geleneksel Türk tiyatrosunun sembolü olan kavuk Şevket Çoruh’a giydirilecek. Kavuk dört yıl önce Rasim Öztekin’e Ferhan Şensoy tarafından teslim edilmişti. Şevket Çoruh, Kel Hasan Efendi tarafından başlatılan geleneğin altıncı temsilcisi olacak.

Simge kavuk Şevket Çoruh’un kafasına geçecek. Geleneksel Türk tiyatrosunun sembol kavuğunun yeni sahibi Şevket Çoruh oldu. Kavuk halen Rasim Öztekin’de bulunuyor. Öztekin, kavuğu törenle Şevket Çoruh’a teslim edecek.

Bilindiği gibi kimi zaman adına ‘Dümbüllü kavuğu’ dense de aslında İsmail Dümbüllü’den önce ustası Kel Hasan tarafından kendisine verilen bir “ustalık nişanıdır”. Kel Hasan Efendi tarafından başlatılan gelenek günümüzde de sürüyor. Geleneksel Türk tiyatrosunun yüz yılı aşan bir süredir sembolü olan kavuk şemde Şevket Çoruh’un başına törenle konulacak. 

Altıncı kez devir teslim 

Kavuk altınca kez devir teslim edilecek. Şevket Çoruhtan önce sırasıyla Kel Hasan Efendi tarafından başlatılan gelenekte kavuk önce İsmail Dümbüllü’nün kavasındaydı. İsmail Dümbüllü, kavuğu bir dönem geleneksel tiyatro ile ilgilenen sinema sanatçısı Münir Özkul’a teslim etmişti. Usta oyuncu sembol kavuğu 1989 yılında Ortaoyuncular Tiyatro Topluluğu’nun kurucusu Ferhan Şensoy’a emanet etti. Kavuk bundan dört yıl önce de Ferhan Şensoy tarafından Rasim Öztekin’e sahnede törenle giydirilmişti. 

Yapılan açıklamayla birlikte geleneksel Türk tiyatrosunun kavuğu 20 Eylül’de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi desteğiyle yapılacak olan törenle Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde Şevket Çoruh’a devredilecek. 

Kavuğu çok bekletmeden devretmek istedim

Rasim Öztekin yaşadığı kalp rahatsızlığını hatırlatarak bu nedenle tiyatro yapamadığını söyledi. Ardından da kavuğu çok bekletmeden devretmeye karar verdiğini şöyle anlattı: 

“Kavuğu aldığım yaz, kalp yetersizliğinin yanına ciddi ritm problemleri de eklenince doktorum canlı performansı yasakladı. Kalbim, Kavuk’lu olarak tiyatro yapmama izin vermedi. Aslında bir bakıma kalp hastalığı nedeniyle çok sevdiğim tiyatrodan malulen emekli oldum. Projeyi, senaryosunu, çalışma koşullarını seçebildiğim, yorulduğumda dinlenebildiğim sinema ve dizi projelerinde yer alarak sanatın içinde bir şekilde var olarak moral buldum. Durum böyle iken, kavuğu çok bekletmeden bir tiyatrocu kardeşime devretmeye karar verdim.”

Şevket Çoruh böylesine değerli bir emanetin ve payenin kendisine verilecek olmasını öğrendikten sonra  şunları söyledi: “Resmî makamlar tarafından bir başımıza bırakılmışken bizi sarıp sarmalayan, yalnız olmadığımızı hatırlatan ustalarımız oldu” 

Şevket Çoruh, televizyon dizileri sinema filmleriyle ekrandan ve beyazperdeden seyirciye ulaşırken aslında onun tiyatro sevdasını da bilmeyen yok. Varını yoğunu satarak Kadıköy’de “Baba Sahne” adlı tiyatroyu kurdu.

Rasim Öztekin de bu cümleleri hatırlatarak kavuğu Şevket Çoruh’a teslim etme nedenlerinden birini söyledi: “Zorlu koşullarda tiyatro yapmaya ve tiyatroyu yaşatmaya çalışan Şevket Çoruh’a Türk Tiyatrosu’na bugüne kadar yaptığı ve yapacağı katkılardan dolayı kavuğu devredeceğim. Tiyatroya gönül verenleri 20 Eylül’de Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde gerçekleştirilecek Kavuk Devir Teslim Töreni’ne bekliyoruz.” 

Bizi sarıp sarmalayan ustalarımız var 

Şevket Çoruh, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Rasim Öztekin’e geçen ‘kavuk’un bana devredileceğini bugün gururla öğrendim. Bu onuru, tüm ustalarım ve her şeye “rağmen” tiyatro yapmaktan vazgeçmeyen tüm tiyatro emekçileri adına kabul ediyorum” dedi. 

Çoruh’un, konuya ilişkin sosyal medyadan yaptığı açıklamanın tamamı şu şekilde:

“Kişisel çabalarımızla doğurup seyirci ve meslektaşlarımızın desteği sayesinde büyüttüğümüz yolculuğun, kendi küçük etkisi büyük bir virüs marifetiyle sekteye uğradığı bugünlerde, resmî makamlar tarafından bir başımıza bırakılmışken bizi yine sarıp sarmalayan, yalnız olmadığımızı hatırlatan ustalarımız oldu.

Geleneksel tiyatromuzu temsil eden, Kel Hasan Efendi’den İsmail Dümbüllü’ye, ondan Münir Özkul’a, Ferhan Şensoy’a ve Rasim Öztekin’e geçen “kavuk”un bana devredileceğini bugün gururla öğrendim. Bu onuru, tüm ustalarım ve her şeye “rağmen” tiyatro yapmaktan vazgeçmeyen tüm tiyatro emekçileri adına kabul ediyorum. Bu emaneti benden sonra taşıyacak ve tiyatroyu yaşatmak için çalışacak meslektaşımla buluşana kadar; yaşasın sanat, yaşasın tiyatro, yaşasın insan!”

Kenan Kaldan
Kenan Kaldan
Ortaokul yıllarında gazete bayisinde çalışırken çok fazla çizgi roman ve gazete okuduğu için işten atılmış. Çizgili kağıt sevmeyenlerden. Birikmiş notlarını, günlüklerini kitaplaştıracağı günü heyecanla bekliyor.
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.