Yunan filmi Sevgili İzmir Türkleri kötülüyor
Yunanistan’da vizyona giren devlet destekli Sevgili İzmir filmine Ege adalarındaki Türklerden sert tepki geldi. Filmin Türkleri ve Türkiye’yi kötülediğini, halklar arasında düşmanlık oluşturmaya yönelik olduğu belirtilerek kınama açıklaması yapıldı.
Yunan filmi Sevgili İzmir Türkleri kötülüyor. Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Mustafa Kaymakçı, Yunanistan devlet desteği ile çekilen ve seyirciyle buluşan ‘Sevgili İzmir’ adlı filmin Türkleri ve Türkiye’yi kötü göstererek halklar arasında dostluğa değil düşmanlığa hizmet ettiğini söyledi.
Türkiye ve Yunanistan arasında son aylarda tırmanan gerilimin yanı sıra şimdi de bir film ülkeler arasında gerilime neden oldu. Yunanistan devlet desteği ile çekilen Sevgili İzmir adlı filmde, tarihi gerçekler saptırılarak Türkler ve Türkiye kötü gösterildi.
Yunanistan’da vizyona giren skandal filmle ilgili Ege adalarında yaşayan Türkler’in oluşturduğu sivil toplum kuruluşu olan Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği filme sert tepki gösterdi.
Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, yaptığı yazılı açıklamayla Sevgili İzmir filmine dikkat çekerek, Yunan ordusunun 1919’da yakıp yıkarak, kan dökerek işgal ettiği Türk topraklarında yaşattığı mezalimi yok saydığını aksine Türk ordusunu kötülediğini belirtti.
Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, filmin iki ülke arasında dostluğa değil, düşmanlığa hizmet ettiğini ve Yunan halkını da gerçeklikten uzaklaştırmak amacıyla çekildiğini ifade ederek, “Yunanistan’da çevrilen “Sevgili İzmir” filminde, Yunan ordusunun Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti Ordusu karşısında yenilgi sonucu, 9 Eylül 1922 tarihinde işgalci Yunan ordusunun kalıntıları ile işbirlikçi Yunanların İzmir’i terk etmek zorunda kalması, Türkleri kötüleme olarak gösterilmektedir. Dernek olarak Sevgili İzmir filminde, Türklerin kötülenmesini şiddetle kınıyoruz.” dedi.
Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Mustafa Kaymakçı, açıklamasında 23 Aralık’ta Yunanistan sinemalarında gösterime giren Sevgili İzmir filmine yönelik kınama açıklamasında şunları söyledi:
İşgalin izleri bugün dahi hissediliyor
Bilindiği üzere 15 Mayıs 1919 sabahı Yunanlar, İzmir’e çıkmışlardı. İtilaf donanması desteğinde hareket eden Yunan birlikleri, çok kan dökerek, türlü mezalim yaparak, evleri ve binaları ateşe vererek şehrin işgalini tamamlamışlardı. Yunan ordusu İzmir’den harekete geçerek, Bursa, Eskişehir, Kütahya ve Afyon’a kadar Batı Anadolu’nun büyük bir bölümünü de işgal altına almıştı. Bu işgal döneminin üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına karşın, bıraktığı acı izler ve etkiler hiçbir zaman unutulmamıştır. Türkiye’nin işgal süresince ödediği bedel, bugün dahi izleri silinmeyen bir ağırlıkta olmuştur.
Filmin yönetmeni Kostopulos’un kitabını okusun
Diğer yandan , Yunanistan’da “Küçük Asya Felaketi”tanımlanan Anadolu Bozgunu, sadece Yunanistan’ın binlerce halk çocuğunun Anadolu’da yok olmasına neden olmamış, aynı zamanda kuruluşundan itibaren bir yüzyıldır çağdaş Yunan devletinin siyasetinde egemen olan ve Megali İdea olarak bilinen “yayılmacı milliyetçilik (irredentist)” politikasını toprağa gömmüştür.
Bütün bunlar karşın, yukarıdan belirtildiği üzere “Sevgili İzmir” filminde işgalci Yunan ordusunun kalıntıları ile işbirlikçi Yunanların İzmir’i terk etmek zorunda kalması, Türkleri kötüleme olarak gösterilmektedir.
Filmin yönetmenine, bu filmi izleyeceklere, başka belgelere gereksinme yok, öncelikle Yunan araştırmacı yazar-gazeteci Tasos Kostopulos’un “1912-1922 Savaş ve Etnik Temizlik” adlı kitabını anımsatmak isteriz. Kitapta Yunan askerinin Anadolu’da işlediği cinayetler ve barbarlıklar, tanıkların ifadeleri ve belgelerle kaleme alınmıştır.
Özetle, Yunan ordularının işgal sırasında yaptıkları her türlü mezalimi saklamak ve örtmek için suçu Türklere aktarmak ve de aynı zamanda tarihi saptırmak doğru değildir.
“Sevgili İzmir” filminin, iki ülke arasındaki dostluğa değil, düşmanlığa hizmet ettiğini ve Yunan halkını gerçeklikten uzaklaştırmaya yönetmek amacıyla çevrildiğini belirtmek isteriz.