Hümeyra’ya Evlenme Teklifini Kurşun Kalemle Yapan Yönetmen

04.01.2016
A+
A-
Hümeyra’ya Evlenme Teklifini Kurşun Kalemle Yapan Yönetmen

Ünlü sanatçı Hümeyra’ya evlenme teklifi yapan ünlü yönetmenin ilginç yöntemi neydi? Hümeyra beş kez nikah masasına oturmuş. Ancak nikah masasına oturma sayısından daha ilginç olanı aldığı evlilik teklifindeki detaylar.

Önce şarkıcılığı ile sevdik sonra sinemada ve televizyondaki rolleriyle Hümeyra’yı. Şu sıralar sinemada “Kocan Kadar Konuş” adlı filmde de en dikkat çekici karakter olarak karşımızda.  Milliyet Sanat’ın Ocak 2016 sayısında Asu Maro, Hümeyra ile keyifli bir röportaj yapmış. Röportajın tamamını okumak isteyen dergiyi alsın.

asu maroBen o güzel röportajdan birkaç bölümü sizinle paylaşmak istedim. Hümeyra 5 kez nikah masasına oturmuş. Evlendiği insanlardan biri de ünlü yönetmen Ömer Kavur. Hümeyra, nikah için hiç ‘nikah dairesine’ gitmediğini anlatıyor. Ancak asıl ilginç olanı Ömer Kavur’un evlenme teklif şekli.

Ünlü yönetmen evlenme teklifini nasıl mı yapmış? Bir mektupla. Hemde kargacık burgacık bir yazıyla…  İşte o keyifli röportajdan birkaç bölüm:

Yıllardır müzik yapmıyorsunuz ama aklınıza ilk gelen gene “Müzik yapabilirdim” oldu…

Sanata ilk bulaşmam müzikle çünkü. Ben aslında kafamda müziği hiç bırakmadım. Müzik benim bazım. Kendim yapmayı bıraktım çünkü benim müzik yapmam yaşadığımla çok ilgiliydi. 0 zamanki yaşadığım hayat, umutlarım, çevrem beni o kanala doğru götürdü. Ne bileyim eve Melih Cevdet Anday, Sabahattin Eyüboğlu falan gelirken ben “Karabiberim” diye şarkı söyleyemezdim. Ama şimdi dersen “Gel bir şarkı yapalım, bir şiir seçelim”, lay lay lom’un ötesine geçemeyeceğiz. Şimdi söylersem ancak şu anda yaşadıklarım, Türkiye’nin durumu, bununla ilgili şeyler söylemem lazım. Ülkedeki durumu görmezden gelip 68 yaşında aşk şarkıları mı söyleyeyim? Son derece depresif bir dönem geçiriyoruz amâffapü yeni yıl -geliyor, neşe olsun,  insanın içinde umut olsun, bir ışık olsun tünelin ucunda diye, iyi olacağız herhalde bir gün diyorum. O ışık biterse biz biteriz çünkü .

Sizin zamanınızda kızların üstünde evlilik baskısı var mıydı?

Tabii. Daha birinci dakika, “Nereye gidiyorsun?” “Ahmet’le buluşacağım, şurada bir kahve içeceğiz.” “Eeee?” Böyle tuhaf bir “Eeee?”, annemden, teyzemden, akrabalardan. Onlar zaten o Ahmet hakkında yüz tane fikir almış olurlar; ailesi kimdir, nedir… Ben kendim şahsen parti seviyordum. Bir şeyin eğlencesi olsun istiyordum. Ne yapalım? Hadi evlenelim. Ama benim hiçbir düğünüm “Kocan Kadar Konuş”taki gibi olmadı. Zaten gelinlik giymedim.

hümeyra kiminle evliHiç mi?

İlk düğünümde, 20 yaşımda evlenirken annem büyük kriz çıkardı. Ağlamalar, “Mürüvvetini göreceğim,” diye. Hatta Münih’teydik, üç kere filan çıktık gelinlik bakmaya çünkü her seferinde ben annemi sokakta bırakıp metroyla geri döndüm. Annem, ben ve de Cahide Teyze. Onlar bana çeyiz hazırlıyorlar. Gidiyorlar ucuzluktan gecelik, yok iç çamaşırı buluyorlar, hıncahınç, bir geceliği üç kişi çekiştiriyor, birer sepet almışlar ellerine, ben dükkanın bir kenarında bekliyorum onları sinir içinde, bunlar “Bu bana, bu sana, e bu da hadi Hümeyra’ya olsun,” diye kendilerine alışveriş yapıyorlar. Ve oradan çıktığımızda ben arıza çıkarıyorum, “Beni aldınız da, getirdiniz de, bu aç gözlü kadınların içine soktunuz da,” diye. Üçüncü sefer baktım annem hakikaten çok üzülüyor, gittik, gelinlikçi de değil, herhangi bir dükkandan bir beyaz dantel, mini elbise aldık. Yani benim gelinliğim öyle bir şeydi. Evde yapıldı zaten düğün, Haluk’un (Aşkın) Levent’te bahçeli bir evi vardı, tören oldu, yüzükler takıldı, fotoğraflar çekildi ki bende şu an bir kare bile yok, bir saat giydim gelinliği, sonra çıkarıp keten bir elbise giydim.

Duvak, çiçek?

Duvak yok, elimde bir çiçek vardı. Saçıma da galiba son dakika birisi taç gibi bir şey taktı.

Kayınvalidenizle ilişkiniz nasıldı?

Canım kadar seviyordum, Leyla hanım, Alman asıllı, Usolette diye. Kocamdan çok kayınvalidemle anlaştım diyebilirim. Aslında kocam da çok iyi bir çocuktu, ben deliyim, ben beceremedim.

Neden?

Bilmiyorum, rahatsız bir yapım vardı, hep olduğum yerde rahatsız. O köşeye mi gitsem, bu köşeye mi gitsem, yok olmadı döneyim şu köşeye. Neyi neden yaptığımı bilmiyorum ama yapmışım. Bazı şeyleri iyi ki yapmışım. Ben mesela Haluk’la ayrıldıktan sonra başladım müziğe.

Siz tabii çok genç yaşta evlendiğiniz için ‘İlla bir kocan olması lazım, evde kalacaksın* gibi laflar işitmemişsinizdir…

Yok, evde kalma gibi bir derdim yoktu, ailenin “Bu kızın adı çıkacak,” korkusu vardı. Evlenmediğin zaman “Bugün de Ahmet’leymiş, dün de Mehmet’leymiş,” oluyor, ona da annem sinir yapıyor. Kanuni bir yere oturtmak meselesi. Turgut Boralı’nın dediğini bilirsin… Oyundan sonra Günay’da oturuyoruz, benim sigaramı genç bir çocuk yakmak istedi. Turgut Boralı da durdurdu çocuğu; “Bir dakika, sen hanımefendiyle nikah kıymaya hazır mısın?” diye. Çocuk da şaşırdı, hiç tanımıyor. “Ben sana anlatayım da boşuna üzme canını, hanımefendi belediyeye haber vermeden o düşündüğün haşna fişne olmuyor” dedi. Oğlan tabii üç salisede yok oldu yanımızdan.

Hümeyra'nın evlilikleriFilmdeki gibi evlenmeye razı etme taktikleri var mı?

Vardı herhalde ama benim başıma gelmedi açıkçası. Bilakis tam tersi oldu. Adamlar direkt geldi ve “Hadi evlenelim,” dediler. Geçen gün bak ne buldum. Ömer’in (Kavur) evlenme teklif ettiği mektup bu. Görüyorsun, kurşun kalemle yazılmış, öyle özenli falan değil, artık “lanet olsun, bitsin bu konu” der gibi.

“Seninle evlenmeye karar verdim, sen de olumlu veya olumsuz kararını bildir. Kararım kesindir,” diyor emir kipiyle…

Evet, kendi kendine karar vermiş. Tam yönetmen edası, “Ne yapacaksın söyle, ona göre.” Galiba aramızda bir mini münakaşa olmuştu öncesinde. “O öyle olursa böyle olur, sen bilirsin, sen bilirsin,” diye ayrılmıştık. Ben bakkaldan bir şey alacağım diye mutlaka evden kaçmışımdır. Eve döndüğümde telefonun yanında bunu buldum.

Ne düşündünüz?

Hoşuma gitti çünkü evlenmenin çok uzağında bir yerdeydik. İlişkimiz bitiyordu. Büyük hareket yapmış burada.

Ömer Kavur’la da düğün yapmadınız mı?

Bodrum’da arkadaşım Figen Mirel’in evinde kendi aramızda evlendik. Orada da ceket pantolon giymiştim, boynuma da melisa toplayıp halka yapmışlardı arkadaşlarım. Hiç nikah dairesine de gitmedim ben, hep evde. Amerika’da da bir kumar¬hanenin kilisesinde evlendik Jimmy’yle. Ama parti oldu hep, arkadaşlar buluştuk. Ömer’in şahidi mesela Deniz Türkali’ydi. Benimki Figen.

Arada “Bir dahaki sefere de sen şahit olursun,” esprileri yapmıyorlar mıydı?

Yapmazlar mı, ne espriler oluyordu. Benim evlenip ayrılmalarım hep espri konusu olmuştur.

Peki sizin kayınvalidelerinizle de aran iyiymiş şanslısınız bu anlamda. Kendi oğlunuz olunca bu ‘oğlan annesi’ meselesini anladınız mı?

Anladım. Sadık hep “Sen kız tarafını tutarsın,” der. Aslında öyleyim de benim de savunma şeklim o. Yani ben onu seveyim ki o da benim oğlumu sevsin gibi bir düşüncem var. Kendi egoistliğim için istiyorum onun iyi olmasını. Çünkü o karısıyla mutsuz olursa Sadık gelecek burada üzülecek. Onun için el bebek gül bebek benim gelinlerim. Ayrıca dünya efendisi bir gelinim var. Gayet kendi hayatını sürdüren, çalışan, tanıdığım, beğendiğim tarz bir kız.

Bir rekabet hali oluyor herhalde bazı annelerde…

Minik alınganlıkların oluyor. “Bugün aramadı, herhalde işleri var” diye. Halbuki o normal zamanda da aramıyor, o kadar dikkat etmiyorsun. Hayatına bir kadın girince “Kimmiş?” oluyorsun. Evlat çok kıymetli oluyor be Asu, insanın burnunun direği sızlıyor bir şey olsa. Tersi olunca da ben çok tersleniyorum ama. Benim oğlum da karşısındaki kadını üzmüşse ve ben bunu fark etmişsem, o zaman hakikaten bîr canavar kesiliyorum oğlana karşı. Kız tarafı oluyorum. Kızın söyleyemediği şeyleri ben anne olarak çok rahat söylediğim için…

Kaynak: Milliyet Sanat Ocak 2016 -Asu Maro röportajı

Yavuz Rençberler
Yavuz Rençberler
724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.