Paris Hilton ve Ai Weiwei samimiyeti

Paris Hilton ve Ai Weiwei samimiyeti ardı arkasına çektirdikleri selfie fotoğraflarıyla medyaya yansıdı. Her ikisi de asi ruhlarıyla tanınıyor. Biri dünyaca ünlü sosyetik güzel, skandallarıyla ünlü Paris Hilton. Diğeri ise dünyaca ünlü asi ruhlu çok yönlü sanatçı Ai Weiwei. Bu iki asi ruhlu karşı cinsi Fransa’nın başkenti Paris’te yan yana getiren ve samimiyetlerini ilerleten bir sergi oldu.

Ai Weiwei’nin Paris’teki Le Bon Marché Rive Gauche adlı merkezdeki sergisi için Paris Hilton da davet edildi. Genç kadın sergiyi keyifle gezerken, Çinli muhalif ve asi sanatçı Ai Weiwei de böylece farklı bir tanıtım yoluyla Paris’teki işlerine dikkat çekti.

Sosyetik Paris Hilton çapkın bir kadın. Kural tanımayan tarzı ve davranışlarıyla sık sık gündeme gelen Hilton’un asi sanatçı Ai Weiwei ile bir ilişki yaşayıp yaşamayacağı da şimdi magazin medyasının konusu oldu.

Toplumsal duyarlılığı ile tanınan Ai Weiwei ise Fransa’daki sergisine Paris Hilton sayesinde daha farklı çevrelerin de ilgisini çekmeyi başarmış oldu. Aralarında bir yakınlaşma olur mu olmaz mı bilinmez. Ancak bilinen bir gerçek şu anda 2016 yılının en dikkat çekici selfisinin bu ikili tarafından çekilen olduğu. Serginin de ziyaretçi akınına uğradığı…

Ai Weiwe kimdir?

Ai Weiwe, geçtiğimiz yıl Çin hükümeti tarafından pasaportu geri verildikten sonra dikkat çekici projeleriyle dünyanın dört bir yanını dolaşmaya başlamıştı. Sanatçı geçtiğimiz haftalarda mülteci sorununa dikkat çekmek için Midilli Adası’ndaydı. Sanatçı burada sınır noktasında mültecilerle görüşmeler gerçekleştirmiş ve sosyal medyadan da dünyaya duyurmuştu. Bunun öncesinde ise Weiwei heykeltıraş Anish Kapoor’la beraber mültecilere dikkat çekmek için bir yürüyüş gerçekleştirmişti.

Ai Weiwe’nin toplumsal projelerle öne çıkarken, Paris Hilton’un daha kapitalist ve popüler konularda medyada yer almasına karşın iki ünlü ismin bir araya gelerek samimiyet sergilemeleri hayli dikkat çekti.

Weiwei heykel, enstelasyon, kürotörlük, fotoğraf ve film alanlarında çalışmalar yapıyor. Politik dili, mesaj içerikli çalışmaları, zekice üretimleri ile dikkat çeken cesur sanatçı “Çinin Asi Dehası” olarak tanımlanıyor. Üretimlerinde Çin’de neler olduğuna ve Çin-Batı arasındaki ilişkiler gibi konulara değinen sanatçı, Çin’de yaşananları gizli tutmamaya kararlı. Başı devamlı belaya girse ve hapis, ülkeden çıkma yasağı, darp gibi birçok yıpratıcı olayla karşılaşsa da bildiğini okumaktan yana. Çin hükümetinin demokrasi ve insan hakları konularında duruşlarını her daim açık bir dille eleştirir, işlerine taşır. Görür, önemser ve en önemlisi de gösterir. Zaten bu yüzdendir tüm başına gelenler.

2008 Siçuan Depremi’inde yıkılan ve çok sayıda ölüme sebebiyet veren devlet okullarının inşaatı ve kullanılan yetersiz malzemeleri kamu oyu ile paylaşır. Köy okullarında hayatını kaybeden çocukların izini sürdüğü belgeseli de bu muhalif tavrının en güzel örneklerindendir. Ölümleri, hükümet tarafından hasır altı edilmeye çalışılan 5000 çocuğun isimlerini ortaya çıkarmaya çalışan Ai Weiwei, bu dönemde resmi makamların hedefi olur, hatta polisin fiziksel şiddetine maruz kalır.

Sanatçı kişiliğinin yanında sosyal, siyasal ve kültürel bir eleştirmen olan Weiwei, aynı zamanda insan hakları savunucusudur da. “Sunflowers Seeds” sergisi için yapılan porselen ayçekirdeklerini yapmaları için bir koca köy halkını istihdam eder ve Çin devletinin bedava çalıştırdığı insanlara haklarını verir. Bu sebeptendir ki hükümet tarafından bir kere daha hapse atılır.

Polis, Ai’nin pasaportuna, 2011’in Nisan ayında, Beijing havaalanında, mevcut rejimi devirmek için gerçekleştirilen komünist protestonun akabinde el koymuştu. Sanatçı, olayı takriben 81 gününü hapiste geçirmiş ve içerideyken, uzun süren sorgulama ve psikolojik şiddet gördüğünü söylemişti. Sanatçı 4 yılı aşan bir süredir Çin hükümetinin pasaportuna el koyması nedeniyle ülke dışına çıkamamıştı.