Çok çalışıp az kazanıyoruz

Günümüz insanının en büyük sıkıntılı sorusu “Çok çalışıyorum az kazanıyorum, neden?” . Bu soruya çeşitli cevaplar ve çözüm önerileri geldi.

Çok çalışıyoruz ama az kazanıyoruz. Neden? Kişisel Gelişim Uzmanı HülyaNida Şahin, o zor sorunun cevabını ve bunu tersine çevirmenin yollarını anlattı. “Neden çok çalışıp, az kazanıyorum?”

“Belki de az çalışıp, çok para kazanmayı hedeflediğimiz için” diyor HülyaNida Şahin. Ardından da ekliyor: “Bu sorun bence kendimizi hiç tanıyamadığımızdan kaynaklanıyor. Yaptığımız ya da yapmak zorunda kaldığımız iş bize hiç uygun olmayabilir. Ya da iş dünyası bizim doğamıza aykırı gelebilir”

Uzun yıllar boyunca kurumsal hayatta görev alan şimdilerde ise kurduğu Ruhsal Dönüşüm Atölyesinde doktor ve birçok eğitmen arkadaşıyla çalışmalar yapan Şahin, potansiyel olarak bambaşka gizli kalmış bir yeteneği bastırıyor olabileceğimizi tüm bunların çözümünün ise kendimizi tam olarak tanımaktan geçtiğini belirtti.

Çok çalışıp, az kazanmaya son vermek için ilk olarak farkında olmak ve değiştirmek için gönüllü olmak gerektiğini, bazen insanların o kısır döngüye hiç farketmeden bağlı kalabildiklerini vurgulayan Şahin, bunu psikolojide çok bilinen fil hikayesine benzetti…  “Sirke alınan eğitime tabi tutulan yavru fil ayağından bağlanır. Bir kaç kez kaçmayı dener ama ayağındaki ipin uzunluğu kadar gidebilir. Zamanla büyür kocaman cüsseye sahip olur. Ayağındaki ip çoktan çıkartılmıştır. Ama o kaçmaz. Hatta sirk yangınlarında en çok filler ölür. Sebebi onlar kıpırdamaz çünkü çaresizlik öğretilmiştir. Engelleri kaldırmanın yolu, engelleri fark etmekten, fark etmenin yolu da özgür bir zihinden geçer. “

Tamamen para, sahip olma, çalışma ile ilgili durumlara bakış açısını iyileştirmek gerektiğini hatırlatan Şahin,  “Hata maliyettir ödenir. İçinde bulunduğu durum sebebiyle çok etkilendiğim bir danışanıma sen bu kadar çok saplantılı bir şekilde mükemmel olmaya çalışma, rahat olmayı dene, herşey daha kolay yoluna girecek demiştim. Sonrasında herşeyini düzene sokup gezmeye keşifler yapmaya, mutlu olmaya, az çalışıp çok kazanmaya ve en önemlisi kaybettiği sağlığına yeniden kavuştu” dedi.

“Para bir madde sevilebilir, dokunup konuşulabilir. O korkutucu veya zararlı algısı yok edilmeli” diyen Şahin, cüzdandaki para düzeninin de çok önemli olduğunu ileri sürdü: “Cüzdanımız tertipli olmalıdır. Sakın sadece kredi kartlarıyla dolu bir cüzdan kullanmayın. Mutlaka cüzdanınızda paranız olsun. Alışverişlerinizde para kullanırken onu hissedin, çok kısa süre de olsa elinizde tutun. Fırlatır gibi aceleyle vermeyin. Yabancı para olan cüzdanları da paraya karşı bir yabancılaşma getirebileceği için önermiyorum.”

Paranın da bir madde ve ruhu olduğunu söyleyen Şahin, paraya saygı ve sevginin çok önemli olduğunu sözlerine ekledi: “Para ile savaş değil aksine mutabakat sağlanmalı. Hayatımızın yaşam kaynağı olan para bizlerden algımızı yöneterek uzaklaştırılıyor, aramıza banka aracılar konup herşey otomatikleştiriliyor. Sonuç para elimizden bizden kaçıyor. Bize de el sallamak çok çalışmak kalıyor”.

Editör: Pelin Çite

ETİKETLER:
Yavuz Rençberler
Yavuz Rençberler
724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.