Öğretmen’in derdi ne

Jale Şen
Bir yanda beyaz perde öbür yanda siyah ekran. Gelsin filmler, gitsin diziler. Onun için hayat kameranın önünde yaşanır. Hayatın sahnesi kameranın önünde kurulur. O yaşananları da keyfince yazar, eleştirir, beğenir, beğenmez… İletişim: jaleshen@gmail.com
19.03.2020
A+
A-

Fox TV’nin yeni dizisi Öğretmen’in derdi nedir? 6 Mart Çarşamba akşamı Fox Tv’de yeni bir dizi başladı; Öğretmen. İlker Kaleli’nin başrolünde yer aldığı, yönetmeni Koray Kerimoğlu olan ve uyarlama senaryosunun da Merve Girgin’e ait olduğu dizi Öğretmen, ilk bölümüyle birlikte oldukça ses getiren bir iş olmayı başardı.

Fox Tv’de yeni yayınlanmaya başlayan “Öğretmen” derdi olan bir dizi.

Görünene değil Esasta Olana Bakabilmek…

Dizi gayet ilgi çekici. Japonya yapımı ”Mr. Hiragi’s Homeroom” adlı dizinin uyarlaması olan Öğretmen, ”derdi olan” bir iş. Daha çok göz  önünde olan insanların yaşadığı bir durum gibi gözükse de aslında sosyal medyayla uzaktan yakından ilişki içinde olan bizlerin de maruz kaldığı ya da her an kalabileceği bir durum olan ”sanal zorbalığı” esas konu olarak ele alıyor Öğretmen.

Bunun yanı sıra gençlerin kendi yaşıtlarına, arkadaşlarına ne denli acımasız olabildiklerine, sonucunda buna maruz kalan gençlerin hayatlarının nasıl etkilendiğine tanıklık etmemizi sağlıyor.

Yani ”gözlerimizi açmamızı, düşünmemizi, kendimize soru sormamızı” sağlamaya çalışıyor. Görüntüde ”her yapılan feciymiş gibi algılanan ama aslında bir kendine getirme işi” olan Öğretmen gerçekleri göstermeyi üstleniyor.

Bu noktadan sonra da zaten İlker Kaleli’nin canlandırdığı Akif öğretmenin ”yaptıklarına değil, esasta demek istediklerine odaklanmak” gerekiyor.

Tepkilere yol açtı…

Diziyi izlerken, bazı meslek gruplarıyla ilgili daha önceleri olan hassaslığın burda da devreye gireceği düşüncem gerçek oldu ve ilk tepki  Milli Eğitim Bakanlığı’nda Personel Genel Müdürü olarak çalışan Hamza Aydoğdu’dan geldi. ”Öğretmen ne olursa olsun sevgi çınarıdır, öğretmen psikopat değildir. Dizinin içeriği sadece kocaman bir fiyasko” dedi.

Öğretmenlik gibi kutsal bir mesleğe ve kıymetli öğretmenlerimize kimsenin kötü söz ettiği yok.

Dizinin esas mevzusu da ”öğretmen ya da öğretmenlik mesleği” değil zaten. Bu noktada esas öne çıkarılması gereken başka bir önemli konu var ki o da  ”yozlaşmaya doğru” yol alışımızı kafamıza vura vura göstermek.

Sosyal medya üzerinden laf sokmaların, kavgaların, hoyratlıklarımızın yüzümüze vurulması. Artık zor bulunan ”incelikler, dostluk, merhamet yani aslında insana dair” ne varsa hepsini yitirmeye başladığımızı yüzümüze vuruyor dizi. Uyandırmaya çalışıyor aslında. Bunu da dizide öğrenciler üzerinden yapıyor. Öğrencilerine işkence eden psikopat bir öğretmenin öyküsü değil yani ekranda izlediğimiz şey. Kendimizi izliyoruz, ben, biz, siz, hepimiziz orada gördüğümüz şey.

Verdiği Mesajın Yanı Sıra Diğer Şeyler…

Diziyle ilgili söylenecek diğer şeyler de oyuncu kadrosunun güzel oluşturulduğu. İlker Kaleli, Ceren Moray, Serkan Keskin, Ruhi Sarı zaten çok iyi oyuncular. Öğrencileri canlandıran genç oyuncular da gayet başarılılar.

Patlama sahneleri, öğrencilerin korku anları, ailelerini gördükleri anda verdikleri tepkiler hepsi gayet dozajında olmuş. Heyecanın, gizemin her sahnede hissedildiği, merakla izlenebilecek bir iş çıkmış ortaya. Dış mekana kurulan karargah da, La Casa De Papel’deki sahneleri hatırlattı bana.

Öğretmen dizisi gerek vermeye çalıştığı mesaj gerekse diğer iyi olan her şeyiyle gayet de izlenebilir bir uyarlama iş olmuş. Yolu açık olsun.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.