Berkun Oya Cici filmiyle çocuk haklarını ayaklar altına aldı

Yavuz Rençberler
724kultursanat.com ‘un kurucusu. Gazeteci, televizyon programcısı, iletişim danışmanı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV mezunu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödülü sahibi. Mesleğinin verdiği refleks ve pratiklikle kültür sanat alanında olanları değerlendirmeye paylaşmaya çalışıyor. İçinde insan olmayan kitaba, içinde kitap olmayan insana inanmıyor. İnsanın yazılmamış sayfalarının yazılanlardan daha çok olduğuna inanıyor. İletişim: yavuz@724kultursanat.com

Berkun Oya’nın yönetmenliğini yaptığı Cici filmi Netflix’te ekrana gelmeye başladı. Berkun Oya filmde şişman bir çocuğu özel hayatında yerin dibine sokacak bir sahneyle ekrana taşıdı.

Netflix’te yeni bir yerli yapım Cici. Toplamında iyi bir iş. Konusu, konunun işlenişi, seyirciye aktarımı gayet iyi.

Cici’nin konusuna da oyuncularının başarısına da girmeyeceğim. Filmin o sahnesini, şimdi aşağıda anlatacağım sahnesini izlerken dondum kaldım. Durdurdum, filmi bir süre izlemedim düşündüm.

Filmlerde, dizilerde son yıllarda çok sık rastladığımız bir bilgi notu var; “Bu filmde hiçbir hayvana zarar verilmemiştir” gibi…

Eğer o filmde rol alan hayvan/hayvanlar varsa ya da konu gereği ölmesi, zarar görmesi gereken bir doğal hayat paydaşlarımız varsa yönetmen ve yapımcının hassasiyetinin olduğu filmin sonuna “hayvanlara zarar verilmemiştir” notuyla paylaşılıyor.

Demem o ki, kamera önündeki hayvanlara zarar verilmemesi yönünde hassasiyet yüksek.

Netflix’in Cici filmini izlerken o sahneyle birlikte aklıma gelenler bunlar. İyi ama izlediğim sahnede hayvan yok.

Berkun Oya Cici filmiyle çocuk haklarını ayaklar altına aldı

Ergenlik çağında bir çocuk, anne babası ve amcası ile yemek masasında. Çocuk tombul… Yemek yerken bedeninin sandalyeye yakın bölgesinden bir ara gaz çıkarıyor. Babası oğluna sesleniyor… Oğul yemeği bırakarak, utançla masadan kalkıp kaçıyor.

Yanında oturan annesi de oğluna doğru hareketlenerek “Doydun mu annem, annecim noldu nereye?” diye sesleniyor. Diğerlerine dönerek “Utandı!” diyor.

Anne oğlunun ardından giderken, amca ise sahneyi “Ya da sıçtı” sözüyle tamamlıyor. Ardından da baba ile amca birbirlerine bakarak kahkahayla uzun uzun gülüyorlar…

Berkun Oya koca bir filmi yaparken bu sahnenin üzerinde ne kadar düşündü bilinmez. Daha doğrusu sahnenin neyini düşündü bilinmez… Çocuğu düşünmediği ise ortada. O çocuğun filmin dışında bir hayatının süreceğini düşünmediği… 

Hayvanlara zarar vermeyiz ama çocuklara… Berkun Oya bu sahneyle, kastı olmaksızın, o çocuğa zarar verdi. 

O çocuk kaç kere kamera karşısına geçti bilmiyorum ama şimdi bu sahneden sonra okulunda, mahallesinde ‘acımasız’ diğer çocuklar ve semt sakinleri tarafından hangi seslenişle çağırılacak dersiniz? 

Şimdi siz bu çocuğun akrabası veya arkadaşısınız. Filmi de izlediniz. Onunla ne konuşacaksınız? 

— Oooo seni Cici’de izledik. Ne güzel ‘osurdun’… 

Çocuk buna gülüp geçebilir, ailesi gülüp geçebilir belki… ya da tıpkı o sahnedeki gibi için için utanabilir de. 

Okulda acımasız veletler ona kim bilir nasıl lakaplar takacaklar ya da seslenecekler? 

Bu dediklerimin hiçbiri olmaz mı? Çocuğun sanatsal hayatına onun çevresindeki herkes saygı duyarak ve alkışlayarak bakacaklar, öyle mi? Ya ben çok hassasım ya da siz çok fazla iyi niyetlisiniz.

Anne masaya geri dönüyor… Şimdi de çocuğun şişmanlığı, kilosu seyirciye iletiliyor. Anne diyor ki “İlerleyen dakikalarda anne masaya tekrar dönüyor ve “Ay çok iştahlı valla kadir abi sorma. Diyetisyenle işte şimdi başladık toparlıycaz inşallah” diyor.

Yazıyı fazla uzatmanın da gereği yok. Berkun Oya, iyi bir filmin içinde çocuk haklarına saygı ve çocuğa hassasiyet konusunda “gaz kaçırdı” benim gözümde. Filmin alkışlarken, işin bu kısmını ise sinema hafızamda ayrı bir yere koyuyorum. 

 

ETİKETLER: , ,
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.