2018’in sinema destanı Roma

Ercan Öztürk
Gazetecilik yaparken kitaplardan ve filmlerden besleniyor. Koşmasaydım yazamazdım, diyenlerden. Koşuyor. Seyrediyor. Okuyor. Sonra da yazıyor. İletişim: ercanozturk1899@gmail.com
17.12.2018
A+
A-

Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron sinemaya öyle bir film hediye etti ki… Roma. 2018 yılının sinema destanı. Ünlü yönetmen Alejandro Gonzalez İnarritu’dan sonra Cuaron’un da sinemada Meksika etkisini arttırıyor.

Sonda yazacaklarımı başta yazayım.

2018 yılının sinema destanı Meksikalı Alfonso Cuaron’un Roma’sı.

Onca sabun köpüğü tarzı filmleri izledikten sonra Cuma günü nihayet gerçek bir filmle karşılaşmanın mutluluğunu yaşadım. Hem de ne mutluluk.

Hiç bitmesini istemeyeceğim bir mutluluktu.

Roma derken aklınıza İtalya geliyor. Durun o Roma bu Roma değil. 

Meksika’da orta sınıf insanların yaşadığı bu mahallede geçiyor hikaye.

Dört çocuğun yaşadığı evde hizmetçi olan Cleo (Yalitza Aparicio) ile dört çocuğun annesi Sofia (Marina de Tavira)’nın hikayeleri öyle bir destansı dille anlatılmış ki 2 saat 15 dakika nasıl geçti anlamadım.

Film kurgusu, kamera çekim teknikleri o kadar iyi kullanılmış ki Cuaron izleyen herkesi bu filmin içine sokmuş. Bir kere daha Meksikalı olsun çamurdan olsun dedirten bir film olmuş.

Alfonso Cuaron, Roma adlı filmiyle 2018’e damga vurdu.

Alfanso Cuaron bize kapak yaptı

Meksika sinemasıyla ilk tanışmam Amores Perros (Paramparça Aşklar Köpekler) filmiyle oldu. Bir haftada 3 defa izlemiştim. Alejandro Gonzalez İnarritu 3 yılda bir destan yazıyordu.

Önce 21 Grams ardından da Babel’i çekiyordu. Bu filmler aslında bir üçlemeydi.

Ardından Birdman ve The Revenant’ı çekerek Hollywood’un altını üstüne getirmişti.

Öyle ki bir türlü heykel alamayan Leonardo Di Caprio, The Revenant ile şansızlığını kırmıştı. İnarritu son filminde adeta ölüyü diriltmişti. 

Biz İnarritu’dan film beklerken Meksika’nın bir diğer cevheri Alfonso Cuaron bize kapak yaptı. Hem de ne kapak.

ROMA FİLMİ NEDEN SİYAH BEYAZ ÇEKİLDİ – OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Yerçekimi ve Son Umut’la umut vermişti

Cuaron’un çok iyi bir öykü anlatıcısı olduğunu Gravity , Children of Men filmiyle biliyorduk.

Filmlerinde genellikle teknik tarafı kuvvetli tutarak izleyiciyi çeken Cuaron aynı zamanda çok iyi de bir öykücü anlatıcısı olarak biliniyordu.

Herkes onun İnarritu’nun mertebesine ulaşacağını konuşuyordu.

2018 yılını uğurlamaya sayılı günler kala vizyona gire Roma filmiyle bir oh çekiyorduk.

Bu sene Akademi ödüllerine aday bulmakta zorlanan biz sinemaseverlerin elini de kuvvetlendirdi Cuaron. 

İnarritu’dan bayrağı devralan Cuaron bütün ödülleri toplamayı anasının ak sütü gibi hak ediyor.

Bir birine benzer hikayeler

Cuaron bu hikayeyle 1970-71’in Meksika’sında yaşananları Cleo’nun muhteşem hikayesiyle bize izletiyor. 

Bir bakıma da kendi çocukluk hikayesi.

Roma, yaşadıkları ayrıcalıklı mahalleye daha düşük gelirli sınıflar tarafından takılmış gayrı resmi isim.

Orta gelirli o mahallede dört çocuğun yaşadığı bir evin hizmetçisi Cleo’nun hikayesi Nuri Bilge Ceylan tarzı uzun bir su sahnesiyle başlıyor.

Cast bittikten sonra Cleo’nun da hikayesi de başlıyor. Evin dört çocuğu da altın kalpli Meksika yerlisi Cleo’yu bağırlarına basıyor. Onu taparcasına seviyorlar.

Cleo’nun hayatı evde köpek dışkısı temizlemek, çamaşırları asmaktan da ibaret değil.

Bazen evin hanımı Sofia ile ters düşseler de aslında ikisinin de kaderi bir birine benziyor.

İkisi de erkekleri sayesinde mutsuzdur.

Evin dört çocuğu altın kalpli Meksika yerlisi Cleo’yu bağırlarına basıyor.

Los Falcones katliamı da filmin bir parçası olmuş

Gönlünü Fermin isimli bir yerliye kaptıran Cleo, bir süre sonra üç aylık hamile olduğunu öğrenir.

O ana kadar evin içerisinde geçen film Cleo’nun hastaneye gitmesiyle bir anda bizleri 1970 yılının Meksika’sına götürdü. 

Hükümet destekli Los Falcones’in 1971 yılında öğrenci isyanlarını için yaptığı katliamı Cleo’nun hikayesi sayesinde bir kere daha gördük.

Cleo’nun hastanede yaşadığı travmaya bir de Meksika’da yaşanan travma ekleniyor.

Çocuğunun babası Fermin’in de Los Falcones üyesi olması da cabası. 

Cleo’nun doğum sahnesinde sabit kamera sayesinde ortaya çıkan görüntüler adeta filmin kreması olmuş. Bebeğin ölüm sahnesi, Cleo’nun gözyaşları da buna dahil.   

ROMA FİLMİYLE İLGİLİ BU YAZI DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – TIKLAYIN  

Oscar bizi görecek mi?

Film Netflix’te yayınlanacağı için Cannes de kurallar gereği Roma’yı yarışmaya sokmadı.

Varsın sokmasınlar o gönlümüzün Altın Palmiyesi’ni kazandı bile. Sadece Palmiye yetmez bu filme. “En iyi senaryo”, “En iyi yönetmen”, “En İyi kadın oyuncu” ödüllerini de aldı.

Cannes’e katılamayan Roma’nın Hollywood sinema ödülleri töreninin en favori filmi olduğunu söylemek abartı olmaz.

Filmin en az 5 ödül alacağını tahmin ediyorum.

Ancak bugüne kadar netflix’i görmezden gelen Oscar törenlerinin bu yıl ne yapacağı merak ediliyor.

Roma’yı görmezden mi gelecekler mi çok merak ediyorum.

Argo’ya tonlarca ödül veren bir organizasyonun vereceği karar aslında bizi çok da bağlamıyor.

Roma bütün heykelleri hak ediyor. İyi seyirler.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 2 YORUM
  1. Seçil Tekdürek dedi ki:

    Şahane bir yazı. Filme kesinlikle gideceğim. Sizin sinema yazılarınızı beğenerek takip ediyorum.

  2. Zeynep dedi ki:

    Az once seyrettigim Roma filminin hic bitmesini istemedim. Olaganustu bir cekim, yonetim ve oyunculuk bile diyemeyecegim bir gercekcilikle oynayan, size o duygulari yasatan oyuncular….Tek kelimeyle muhtesem, buyüleyici..Siyah beyaz olmasi da ayri keyif verdi, zaten filme yakisani da buydu….